Felsefe yapmak arzunun hareketine açıkça boyun eğmek, onda kapsanmaktır ve aynı zamanda hareketin akışından çıkmaksızın onu anlamaya çalışmaktır.
Arzu mevcudiyet ile yokluğu birbirine karıştırmaksızın bir arada tutan güçtür sadece. Felsefe yapmak bilgeliği arzulamak değildir, arzuyu arzulamaktır.
Bir türlü ete kemiğe büründüremediğimiz sadece bir kadın değil, aynı zamanda çözülmekte olan bir toplum, çağın tanınmaz hale getirdiği diğerleri ve ilk önce anlarını saçıp bir daha bir araya getiremeyen bir zaman.
Öyleyse kaçınamayacağımız şu güdüden ötürü felsefe yapacağız: ‘Eksikliğin mevcudiyetine sözle tanıklık etmek.’
Felsefi söz inancın sözü değildir, bilimin sözü de değildir. Doğrudan doğruya simgeselliğin içinde, her şeyin işaret olduğu metafor mantığı içinde değildir felsefi söz; ama anlamın tamamen kendisine bağlı olduğunu ve laboratuvardaki bilgin gibi neredeyse hem soruları sorup hem cevapları verdiğini de kabul etmez.
Öğretim kuyumcu sergisinden başka bir şey değildir, hayranlık vericidir gerçi, ama kazancı yoktur.
"Niçin" soruşturulan şeyin yok oluşunu kendinde taşır.
Niçin Felsefe Yaparız?
Jean François Lyotard
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder