29 Kasım 2024 Cuma

Rauda Jamis // Frida Kahlo




Gecelerim beni senin yokluğuna itiyor.

Ama uzaktaydı.
Uzaklığını düşündükçe ona daha da güçlü biçimde bağlanıyordum..
Görünüşü bile başlı başına bir şiirdi.
Yüz bir anahtardır. Yüz her şeyi dile getirir.
Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın.

Hiçbir şey tam olarak siyah değildir. Evet, hiçbir şey.
...her şeye rağmen yaşamak istiyorum.

Frida Kahlo, Rauda Jamis



28 Kasım 2024 Perşembe

Van Gogh // Antonin Artaud




Bazı bilinçler vardır ki, kimi günler, basit bir çelişki yüzünden kendilerini öldürebilirler, ve bunun için de deli, saptanmış ve kataloğa girmiş deli olmak gerekmez, tersine, sağlıklı olmak ve aklı kendi tarafında bulundurmak yeterlidir.


Herkes aslında cehennemden çıkmak için yazmıştır, ya da resim yapmıştır, heykel yapmıştır, taslak yapmıştır, kurmuştur, bulmuştur.

Van Gogh, Antonin Artaud



27 Kasım 2024 Çarşamba

Edvard Munch // Lovers in the Wave

 


Tarantula // Bob Dylan

Eğer düşünmek istersen, insanların neden birbirini sevmediğini düşünme -kendilerini neden sevmediklerini düşün- belki o zaman, onları sevmeye başlarsın.
Aslında hayatın okunacak ve okurken de sigara içilecek bir şey olduğunu fark ediyorsun...
Büyüyünce ne olmak istersiniz çocuklar? İlginç bir fikri olan var mı? der öğretmen, sınıftaki en zeki öğrenci, okula sarhoş gelen öğrencidir. Elini kaldırır ve şöyle der 'Evet, efendim. ben büyüyünce dolar olmak istiyorum, efendim.'
Bu toprak senin toprağın ve bu toprak benim toprağım -kesinlikle- ama ne fark eder ki, dünyayı hiç müzik dinlemeyenler yönetiyor.

Tarantula

Bob Dylan 

26 Kasım 2024 Salı

Oruç Aruoba - Edip Cansever

Şimdi de bu: o, düşlerimin kurucusu ise, bana, hiçbirşey kalmıyor, demek..
Sonunda, yalnızca o geri-bakışlı anda: geri dönüp, 'Pekala-iyiydi', diyebilmek, yalnızca - o kadar...
Bu da yetebilir.
Oruç Aruoba / Benlik
Biz sahi nerelerde kalmıştık?
Biz böyle nerelerde, yorgun, yaralı
Bir atın tek başına bir ovayı kapladığı
Oralarda
Var mıydık? Belki.. biraz

Edip Cansever 

25 Kasım 2024 Pazartesi

Anlamak // G. I. Gurdjieff

Anlamak, bir parçanın bütün ile olan ilişkisini anlamak demektir.

G. I. Gurdjieff

24 Kasım 2024 Pazar

Şibumi





Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek.

23 Kasım 2024 Cumartesi

Benlik // Oruç Aruoba

-Çünkü aldattığım, kendimdi aslında, burada, bunları yazarken de yaptığım söylenebilir: -o renk bulundu mu?- -

Bir yandan düş olduğunu bal gibi bildiğim şeylerin bir karşılığı olabileceğini de -evet, gene- kurdum; bunların gerçekleşmesini beklerken, bir yandan da, onların aslında gerçeklikte karşılığı olamayacağını, gene kurdum - her iki durumda da, kendimi avuttum, pohpohladım, aldattım.
Oysa, düşlerimi gerçekten gerçekleştirmeye cesaretim olsaydı, beklemektense, işe girişip, en azından başarısız olsam da, gerçek -ve evet, hakedilmiş- bir yıkıma ulaşabilirdim; ya da korkaklığımı açıkça kabullenerek, gerçeklere boyun eğip, düşlerimi bir kenara atabilir; o zaman da, gene hakedilmiş bir lanetlenmeyi -gerçekten- yaşayabilir; sonunda da pısırık ve sessiz bir ölüm bulabilirdim.
İkisini de yapmadım - ne o uca; ne buna, gitmedim - "yürüme" diye vardığım, Kafka'nın "Komşu Köy"ü oldu, işte....
Böylece de 'ortada' bıraktım kendimi - bu "yengeç" kıskaçlarını takırdatmasın da ne yapsın bana?
Evet, zavallı bir durum...
-Ama-
(---Evet, bunu da söylemeliyim) harika bir durum aynı zamanda! Nasıl mı -bunca acı çektikten sonra ve (şimdi, burada) bunca acı içindeyken, durumumu "harika" sayabilmem, çok garip sayılmalı - öyle de...
--Çünkü güce hiç el atmadım--
...
Kuytuda olmak da gerekmiyor, hiçkimsenin ulaşamadığı bir yerde olmak için: heryer kuytu zaten...
Öylesine, sona doğru sürüklenip giderken, kendi boşluğunu, kuytu içindeliğini, yalnızlığını, işte, kovuğunu da, birlikte götürür, kişi.
***
Toparlanmalıyım.
-Hiçbir işe yaramadığını bile bile-
-Hiç!
...
Acaba şu 'zırh'ım mıydı başıma en çok belayı açan? İnsan niçin zırh giyer ki, zedelenme korkusu olmasa?
...
Benlik // Oruç Aruoba

16 Kasım 2024 Cumartesi

Görme Biçimleri // John Berger

Seven birisi için sevgiliyi görmenin hiçbir sözcük ya da kucaklayışla karşılaştırılamayacak bir bütünlüğü vardır.

Görme Biçimleri // John Berger

15 Kasım 2024 Cuma

Spinoza: Pratik Felsefe // Gilles Deleuze

Mesela: Bir yük atı veya koşum atı ile bir yarış atı arasında, bir öküz ile bir yük atı arasında olduğundan daha büyük farklılıklar vardır. Bu böyledir, çünkü yarış atıyla yük atının ne duyguları ne de etkilenme kudretleri aynıdır, yük atının daha ziyade öküzle ortak duyguları vardır.

Spinoza: Pratik Felsefe, Gilles Deleuze

14 Kasım 2024 Perşembe

Susam ve Zambaklar // John Ruskin

"İyi seçilmiş, güzide birkaç söz, her biri işlev olarak bir diğerine benzer veya eşit olan binlerce kelimenin göremeyeceği işi görür."

"Britanya Müzesindeki tüm kitapları okuyup da 'kara cahil' öğrenimsiz bir kişi olarak kalabilirsiniz. Fakat iyi bir kitabın on sayfasını harfi harfine, gerçek bir titizlikle okursanız sonsuza dek bir nebze de olsa eğitimli kişi olursunuz. Eğitilmiş olma ile olmama arasındaki bütün fark, okuduğunuz şeyin gerçek mânâsını kavrayarak okuyup okumamanızdan ibarettir."
"Çok sevdiğimiz bir kitabı okuyarak geçirdiğimiz zamanlar kadar dolu dolu yaşadığımız gün yoktur herhalde."
"Hiçbir işi doğru yapamadığımız gibi, şimdi de tüm erkeksi gücümüzü para getiren yanlış işlere harcıyoruz. Gerçek duygular beslemediğimize göre yaramazlık edecek sahte duygular kuşanmış olmalıyız."
"Son zamanlarda duyarlılık kelimesiyle ilgili çok gürültü koparıldığını duymuşsunuzdur. Fakat size şunu söyleyebilirim: İhtiyacımız olan daha az değil, daha fazla duyarlılıktır. Bir insanı diğerinden üstün kılan tamamıyla budur aynı şekilde bir hayvanı diğerinden.. Birinin diğerinden daha fazla hissedebilmesidir onu farklılaştıran."
Susam ve Zambaklar
John Ruskin

12 Kasım 2024 Salı

Balık Burcu Hikayeleri // Küçük İskender

Kişilik matematikseldir. Kanıt ister. Eşitlik ister. Denge ister. Zeka ister. Formül ezberler gibi ezberlersen taşımak istediğin kişiliği, her soru karşısında afallarsın. Kuru bir bilgi ve toplumsal rol toplamı olursun yalnızca.

Balık Burcu Hikayeleri, Küçük İskender 

11 Kasım 2024 Pazartesi

Din-Dindarlık-Dinsiz // Osho


 Din

‘’Din’’ kelimesi çok güzeldir. “Kavuşmak’’, ’’tekrar bir araya gelmek’’ anlamlarına gelen religere kökünden gelir. Kiminle? Kendinizle, benliğinizin kaynağıyla. Peki neden tekrar bir araya gelmek? Çünkü siz kaynağınızla zaten bir aradasınız ki bu yeniden bir araya gelmedir. Siz kaynaktan gelmektesiniz. Derinlerde bir yerlerde hala kaynağın içindesiniz. Yalnızca bir ağacın dallarının köklerini unutması gibi, ama dalları kökten koptuğu için değil çünkü öyle olsaydı yaşayamazlardı. Dallar sadece köklerinin orada olduğunu unutmuşlardır. Egoları, göğe uzanan yükseklikleri, ayla olan romantik ilişkileri sonucunda, yeraltında onları besleyen, destekleyen, olmadıklarında bir an bile var olamayacakları kökleri olduğunu unutmuşlardır. Kökleri kesilirse tüm yeşilleri, tüm çiçekleri ve tüm meyveleri bir rüyadalarmış gibi bir anda kaybolur. İşte size de böyle olur. Köklerden çok uzaklarda, dallarda yaşamaya başlarsınız. Bir yığın çiçek açarsınız. Kendinizden geçmişsinizdir. Çevrenizdeki her şey güzeldir. Köklerinizi tamamen unutursunuz, ancak köklerinizden de kopmamışsınızdır. Bu unutkanlık, sadece unutkanlık. Dinin anlamı budur: Tekrar birleşmek, yeniden hatırlamak. “Hatırlama’’ (Re/member) kelimesi de güzeldir. Yeniden üye olmak anlamına gelir; tekrar kaynağın bir parçası olmak, kaynağa gitmek ve yeniden üye olmaktır. Din hatırlamadır. Din sayesinde organik birliğin, kendinizin yeniden parçası haline gelirsiniz. Din kendi kaynağınızla yeniden birleşmedir. Diğerleriyle ilgisi yoktur, bu tamamıyla sizi ilgilendirir, kesinlikle sizi. Din kişiseldir. Sosyal bir olgu değildir. Ego, her zaman diğerleriyle ilgilenir. Tamamen kendinizle ilgilendiğinizde egoyu bırakırsınız. Var olması için bir neden yoktur. Din tamamen yalnız olduğunuzda, karşılaşacak kimse kalmadığında gerçekleşir. Böyle bir bütünlük söz konusu olduysa el değmemiş bir teklik ve müthiş bir kendinden geçme gerçekleşir.
Dindarlık
Tanrı yoktur, dindarlık vardır. Bu bir özellik, bir kokudur. Onu yaşar ama göremezsiniz. Ve yaşadığınız zaman dışarıda, orada olan bir nesne değil, burada olan bir nesnedir. Kalbinizin derinliklerindedir. O sizin öznelliğiniz, bilincinizdir. Bu yüzden inanmayla ilgisi yoktur ve görmeyle de ilgili değildir. Dindarlık vardır ama Tanrı yoktur. “Tanrı” sözcüğünü ne zaman kullansam basitçe dindarlık demek isterim. Unutmayın. Bu kelimeyi her zaman dindarlık olarak düşünün. Dindarlığın bir özelliği vardır, ama Tanrının yoktur. Ama insanlar bir Tanrı isterler, dindarlık değil; dindarlık ilgilerini çekmez. Buda gibi insanların çok fazla ilgi görememesinin sebebi budur. Buda ve tüm dini, Buda’nın doğduğu yer olan Hindistan‘da yok oldu. Buda dininin yok olmasının en büyük nedenlerinden biri Buda’nın Tanrıya değil, dindarlığa önem vermesiydi. Dindarlığa doğru yönelmelisiniz, ama bu hemen sahip olabileceğiniz hazır bir şey değil. Dua edebileceğiniz, isteyeceğiniz bir şeyde değil. Orada hazır beklemez, varlığınızın özünde bir yerde yaratmanız gerekir. Tıpkı sevgi gibidir, içinizde açması gerekir ve onun kokusunu bırakmanız gerekir. Dindar olmanız gerekir. Sadece o zaman Tanrı vardır, aksi durumdaysa yok.
Dinsiz
İlk olarak paganın kim olduğunu anlamak gerekir. Bir pagan, Hıristiyanların pagan dediği şey değildir. Pagan, doğal bir insandır: içtendir, ikiyüzlü değildir, hayatı doğallığıyla yaşar, aklın egemenliğinde değildir. Varoluşun bir parçasıdır. Her zaman varoluşla birlikte hareket edip başka bir yere gitmeye çabalamak yerine, varoluşun götürdüğü yere gider. Bir paganın hayatında amaç yoktur. Bir paganın hayatında anlamlarla ilgili sorular yoktur. Hayatın kendisi o kadar güzeldir ki onun anlamını sorgulamak son derece gereksizdir.
OshoTüm ifadeler:

10 Kasım 2024 Pazar

Meczup // Halil Cibran

HÜZNÜM DOĞDUĞUNDA..

Hüznüm doğduğunda, onu özenle besledim ve tüm aşkım ve şefkatimle üstüne titredim.
Böylece, hüznüm, bütün canlı varlıklar gibi hep güçlü, güzel ve olağanüstü niteliklerle büyüdü.
Ve, Hüznüm ile ben birbirimizi hep sevdik; ve ayrıca, bizleri çevreleyen her şeyi de sevdik; çünkü Hüznümün sevimli bir ruhu olduğu gibi, ben de , Hüznüm sayesinde sevimli bir ruha sahiptim.
Ve Hüznümle ben karşılıklı konuştuğumuzda günlerimiz kanatlanır, gecelerimiz de rüyalarla süslenirdi; çünkü, Hüznüm konuşkan olduğu gibi, onun sayesinde ben de konuşkan oluyordum.
Ve, Hüznüm ve ben birlikte şarkı söylediğimizde tüm komşular bizi dinlemek için pencerelere koşuşurlardı; çünkü şarkılarımız deniz kadar derin ve olağanüstü anılarla dolu idiler.
Ve, Hüznüm ile ben birlikte yürüdüğümüzde insanlar bize hayranlıkla bakar ve yumuşak sevgi kelimelerini mırıldanırlardı. Ama, aynı zamanda , bizlere, erişilemeyen bir nesneye duyulan bir kıskançlıkla da bakarlardı; çünkü, Hüznüm asil idi; ve, ben de Hüznümle beraber olmaktan hep gurur duyardım.
Bu sırada, her canlı gibi Hüznüm öldü; ve, ben de düşüncelerime dalıp vecd etmek için tek başıma kaldım.
Ve şimdi, konuştuğumda, sözlerim kulaklarımda ağır yankılara neden olur.
Ve şarkılarımı söylediğimde artık komşularım gelmiyor beni dinlemeye.
Ve sokaklarda yürüdüğümde, kimse artık dönüp bana bakmıyor.
Ancak rüyalarımdadır ki, yakınlık ve anlayış dolu sesler beni göstererek fısıldaşıyor: “Hüznü ölen kişi, işte budur…”.
VE SEVİNCİM DOĞDUĞUNDA…
Ve sevincim doğduğunda, çatıya çıkıp haykırdım:
“Gelin komşular, görün, gülümseyen güneş oldum!”
Ama hiçbir komşum gelmedi sevincimi görmeye,
Aylarca sürdü şaşkınlığım, unutuldum, yalnızdık.
Ve sevincim solgun, güçsüz büyüdü; benden başka
Hiçbir yürek ona sevgi duymadı, öpmedi hiçbir dudak;
Ve sonunda her canlı gibi öldü sevincim, yalnızlıktan…
Ve şimdi ölü sevincimi, ölü hüznümle anımsayabiliyorum.
Ve yüreğimde kardeş anıları, rüzgârda mırıldanıp düşen
Suskun ve Solgun güz yapraklarını andırıyor şimdi…

Meczup // Halil Cibran

9 Kasım 2024 Cumartesi

Aşk Mektupları // Bedri Rahmi Eyüboğlu

Happiness is not an ideal of reason, but of imagination.

Immanuel Kant
Mutluluk rakı gibidir! İçer içmez tadı anlaşılmaz. Şarkılar biraz sonra söylenmeye başlanır. Çok küçükken, sokaklara veya camların üstüne düşen yağmur damlacıklarını seyretmeyi çıldırasıya severdim. Yirmi senelik bir zamanımı harcadım ben bu ağırbaşlı zevkin adını mutluluk koyabilmek için!
Bedri Rahmi Eyüboğlu / Aşk Mektupları

8 Kasım 2024 Cuma

Neo // Kadir Aktaş

 kapitalizm plastik bir çiçeğin üstüne parfüm sıktı ama hala kitleler inat ediyorlar bu sahici çiçek diye..

"İnsan toplumsal bir canlıdır. Doğuştan sıfır yazılımla doğmuyoruz. İyi ve kötü diye ayırt ettiğimiz olaylara karşı doğuştan bazı özellikler kazanmış olarak doğuyoruz. Bunun sebebi de toplumsal bir canlı olduğumuz için doğal seçilimle iyi ve kötüyü ayırt edebilecek yönde evrimleşmiş olmamız. Yani insan doğuştan ahlaklı yaşamaya kodlanmış olarak doğuyor. Empati veya diğergamlık duygularımız da bu süreçte gelişmiş, gelişmeye de devam ediyor. Bu saatte, burada bunları okuyor ve yazıyor olmamız bile bunun en bariz örneği.
Evrimin bizleri daha iyi canlılar yaparak dünyayı kurtarmak gibi bir hedefi yok tabii ki. Doğada yalnız yaşayamayacak kadar güçsüz ve korunaksız, üzerine bir de korkak bir canlı olduğumuz için iyi ve kötü diye ayrımlara gitmek zorunda kalmışız zaruri olarak. Sanat ve felsefe yapmışız binlerce yol boyunca. Yani hikmeti aramışız. Başka bir tabirle kamil insan olmanın yollarını aramışız. Sonra bunların hiçbiri de yaşanmamış gibi kapitalizm bize tüm bildiklerimizi unutturup, ayaklarımızı yerden kesecek vaadlerle karşımıza çıkmış. Elimize şeker vererek kandırmış bizi. Her aldığımız şeker bizi hem hastalandırmış, hem de kendisine bağımlı hale getirmiş.
Kapitalizmin sağladığı faydalar tartışılmaz elbette. Kapitalizm bize her şeyin en kolayını, en faydalısını, en iyi fırsatlara sunuyor. Maddeyle manayı birbirinden tamamen ayırıyor. Tamam da bizi biz yapan da maddede manayı aramaktı. Bugün insanlar her şeyin en kalitelisini yapabiliyorlar ama içlerinde en ufak bir manevi dokunuş yok. Ben bu terazinin bu sıkleti çekeceğine inanmıyorum. Çok geçmeden buradan başka bir şey çıkacağına inanıyorum."

Kadir Aktaş

7 Kasım 2024 Perşembe

Fotoğraf // Diane Arbus




Bir fotoğraf, bir sır hakkındaki bir sırdır. Diane Arbus

Photo: Joel-Peter Witkin 

6 Kasım 2024 Çarşamba

5 Kasım 2024 Salı

Mektubun Avcumda // Rüştü Onur

Seven aynı zamanda inanır da. Sevgi itimattan doğar. Seven itimat eder. İtimat eden inanır.

Mektubun Avcumda
Rüştü Onur

4 Kasım 2024 Pazartesi

Acayip Bir Başlangıç // Monika Maron

Sevgi bir tomurcuk değil, toprağın derinlerinde bir köktür.

Benim başarım ancak gündüzlere yetiyor, dedi, hatta bazı günler beni mutlu bile ediyor; ama yatağında uykusuz yatar­ken kozmik mesafeleri algıladığın, ufacık bir nokta, yerçekimsiz, görünmez bir hiç olacak kadar küçüldüğün ve gerçekten var olduğunu bilmen için birinin sana dokunmasından ya da dokunmana izin vermesinden başka bir şey istemediğin ge­celere yetmiyor.
Özlediğim bir duygu var, dedim, aşık olduğunda ya da bir şey için mücadele ettiğinde hissettiğin o heyecandan ölme duygusu, bir tutku yani, evet, bu işte: Ben tutkuyu özledim.
Acayip Bir Başlangıç, Monika Maron

3 Kasım 2024 Pazar

2 Kasım 2024 Cumartesi

Sis // Miguel de Unamuno

Hemen hemen hepimiz bilinçsizce sıkılıyoruz. Sıkıntı yaşamın temeli; oyunları, eğlenceleri, romanları ve aşkı bulan sıkıntıdır.

_________
Yaşamın sisi, tatlı bir sıkıntı, ekşimtırak likör damlatıyor. Bütün bu günlük ve anlamsız olaylar; vakit geçirdiğimiz, yaşamı uzattığımız bütün bu tatlı söyleşiler dünya tatlısı sıkıntıdan başka nedir ki?
Sis, Miguel de Unamuno

1 Kasım 2024 Cuma

Babam // ke

Babam
aksiydin
aksi davranmıştı hayat sana
daha baştan 'erkek' olmayı yükleyerek
beni düzgün görmek istedin
rövanşı almak istedin
ön teker nereye arka teker oraya
aksiydim ben de senin gibi
senden biraz daha cinsiyetsiz
bu karmakarışık coğrafyada
benim de bıyıklarım var oysa
görürdüm dua ederdin her gece
arkanı dönerek
her şeye arkanı dönsen de
dua ederdin yine de
babalar ve oğulları
Allahtan başkası anlayamaz
kadınlar ve çocuklar anlayamaz
doğruluk adına
taşıdığımız nefreti
tüylerden gıdık alsa da
bir nevi taştan yontmuşlar kalbimizi
granit gibi değil
suya atsan yüzen bir taş
bu taşı sıksak suyu çıkar
elbette bizim de gözyaşlarımız var
belki de en dürüst arkadaşım sendin
sevmesine severdin de
nefret de edebilendin
anlamasınlar mühim değil.
bayılıp düştüğünde,
gördüğümde gözlerinin beyazını
duyduğumda o ah sesini
çaresiz kaldığımda anladım
seni ne çok sevdiğimi
göç vaktin geldiyse göç
ama isterim ki
son bir kez sıkı sıkı sarılıp
helalleşsek
dahasını da isterim
yaşamanı elbette
bir torun görmeni de...
babam benim
isterim ki bu maç yenerek, yenilerek değil
centilmence
berabere bitsin..

Köksal Erdenoğlu 

Kutsal Komün // Allen Ginsberg

Depresyon terk edebilir tüm tanımları

Neşe yine de bulacaktır tam yerini

Kutsal Komün
Allen Ginsberg

Bu Ülke // Cemil Meriç

Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...