1 Eylül 2024 Pazar

Tümceler // ke




Bir bakıyorum, kendimi kaybettiğim yerdesin, bir bakıyorum, kendimi bulduğum yerdesin.

O halde seven insanın iki hasleti öne çıkar, sevgisine teslim olmak ve sevgisine sahip çıkmak.

Bizi cansıkıntısından koruyan sorunları vaftiz edelim bence...

Bazı insanlar soğana benzer, halka halkadır, en tatlı yeri cücüğüdür, kokusunu ve tadını koruyan yalıtkan ince bir kabukları vardır.

Anlam bir olasılık değil bir olanaktır. Olasılıklar olanaklardan fazladır, mümkünler sonsuz değil, sınırsızdır. Anlam eken değer biçer.

Anlamsızlık rehin alır, anlam özgürleştirir.

İyi ki, keşke, ne yazık ki, sanki, biraz, bazen, mesela, belki, neyse ki, elbette... işe yarar bir iyi varsa, hoşa giden bir estetiği oluyor...

Özünde hiçizdir, özgürlük ve taahhüt hiçten sonra anlam kazanır.

Çocukluğumdan koparıp sakladığım, köyde işittiğim bir karga sesi beethoven'ın senfonilerinden daha etkileyici benim için..

Yapıcı olmak gerekirse adalet, sevgi, barış, buna din diyorum, eşitlik, özgürlük, kardeşlik; buna da felsefe... Dağdan taşa, kurttan kuşa kadar değerli gördüğümüz dünya yaşamımızı değerli kılar.

Kim ki küçük dünyasına sahip çıkar, o kişi şarkısını duyar gibi olur şükranın ve mutlu olmaya bir erdem gözüyle bakabilir.
Yazar iyimser olmayan umuttan bahsediyor haklı gerekçelerle, biz onu bir tık yukarı taşıyalım: kötümser olmayan umut...

aynı hatayı bir daha yapma: dünyayı büyük zannetme,
aynı hatayı bir daha yapma: dünyayı küçük zannetme!

Günah ve sevaba seküler bir açıklama istenirse, günah low frequency, sevap love frequency, ziyan olmasın o frequency..

Bir yonca da, meşe de birdir gözümde.. bir karıncayla bir fil... ya da yok çoksesli, yok teksesli.. esasen varolanın varolduğu.

Duvarlarla çevrilmiş olsa duvarlarla konuşurdu, bir kafesin içinde, susuyor.

Bıraktığın gibi değilim, kendime doğru büyüdüm, sana doğru küçüldüm ya da kendime doğru küçüldüm, sana doğru büyüdüm

Öyle olduğu için böyle oldu, böyle olduğu için de şöyle oldu, öyle nasıl, şöyle böyle.

Love (aşk ve sevgi), Tanrının ölümsüzlük fikrine tahammül biçimidir.

Hemen hemen tüm nesnelerin insanda bir karşılığı olduğunu öğrendiğinde hem büyümüşsündür hem de büyülenmişsindir.. öyle..

Oyuncak bahane, oynamak şahane...

iyimserlik veya kötümserlik önsevişme gibidir, ardından umudu ya da umutsuzluğu ardında bırakıp gerçekle içiçe geçersin..

bilişim çağında ironik olmuş, bir programı 'çalıştır' komutunun 'run' olması..

koşuyoruz ama öyle görünüyor ki hafızamızı kaybetmek pahasına ve duvara karşı..

artık her ciddi karar anı bir anarşiyi barındırıyor olabilir..


ke


1.
İnsan düşüncelerini akort etmezse bozuk telden çalıyor.
2.
Yıllardır genel olarak mutsuzum, elbette bunun sağlam gerekçeleri vardı, başta da insan olmak başlı başına mutsuz olma sebebiydi: Talan ve istilanın bir üyesi olmak, bunu idrak edebilmek. Rahatsızlığım artınca mutlu olmak üzerine düşündüm. Böyle koşullarda bu bir meydan okumadır ve insan kendine meydan okuyan şeyleri ilginç, çekici bulabilen bir varlık. Mesela tüketerek mutlu olamayız, bu yol dönüp dolaşıp kendini tüketmeye varır. Sevmeden, kendimizi sevmeden mutlu olamayız. Bazen basitçe varolmak gibi çok kolay bir şey, bazen kendini gerçekleştirmek gibi oldukça zor bir şey, bazen ancak geriye doğru, bazen ileriye doğru baktığında hissedebileceğin bir şey. Galiba mutluluğu bir amaç olarak değil bir sonuç olarak görmek en makulu, artık "sonuç" yerine, "sonuç yerine" dense de.
3.
Bazı doneler düşüncelerin filizlenmesine yol açabilir, bunlardan biri subject kelimesinin etimolojik kökeninde yatıyor, subject hem türe ait olanı hem de özneye ait olanı imler. Böylece subject için iletişim ve yaratıcılık mümkün hale gelir.
4.
Duruş, tavır ve tutumlarımızı tekyöne yatırmak yerine, yani sadece "rağmen" yok, onun kadar iyi, güzel ve doğru bir şey daha var: "birlikte!"
5.
Orkestra ve bağlama birbirleriyle kıyaslanamayacak, üslupları farklı, aynı derecede değerli iki şiir gibidir.
6.
Kızmanın üzülmekten, gülmenin kızgın olmaktan evla olduğu durumlar vardır.
7.
Bir insanın ne olduğu değil, neyi nasıl yorumladığı, nasıl yaptığı, kim olduğu önemlidir.
8.
Dünya dönüyor, sen ne dersen de
Sen de dünyayla beraber dönüyorsun, farketmesen de...

9.
Yaşamındaki küçük girdaplarda edindiğin tecrübe seni büyük bir girdaba kapılmaktan koruyabilir.
Tüm ifadel

farzet
önce sen farzet
farzet ki bensin
farzet ki yoksun

ke

Ay gibi Güneş gibi belirgin değeri olan şeyler var hayatımda. Geri kalanı da binlerce yıldız. Her tümce bir yıldız, her anlamlı tümce. Gezegenler de sayfalara, paragraflara benziyor.

ke

Dünyayı güzellik kurtaracak, bir böceği sevmekle başlayacak her şey.

bir an gelir.,
bir zamandan sonra gelir.,.,.,

Yurtsama bir benimsemedir.

Gökyüzü gibi saran mı olmak istersin, yeryüzü gibi sarılan mı?

ke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Ülke // Cemil Meriç

Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...