30 Ocak 2024 Salı

Benlik // Oruç Aruoba




Bu durumların, herhalde, benim kişisel konumlarımla ilgisi olduğu kadar, içinde yaşadığım(ı sandığım) toplumla, çağla, dünyayla da ilgisi olmalı

- hiçbir yerinde, hiçbir yer bulamıyorsam, bu toplumda da, bu çağda da, bu dünyada da-
-Sırf şu yüzden: Bu kocaman anlamsız karmaşa içinde
- modernlik denen bu umarsız saçmalığın içine atılmış; "fırlatılmış"ken-, 'dış dünya' bir yana, daha kendi kendisiyle bile
- ancak arada bir- uyum içinde olabildiğinde, gene de kendine aykırı düşüyor, kendi kendini çeliyor, kendinden acı çekiyorsa, kişi
- daha ne olsundu ki!
Oruç Aruoba
Benlik

Gündelik Hayatın Keşfi-1 // Michel de Certeau

Yürüyen kişi seçen, seçim yapan kişidir.

Barthes üç okuma etkinliği türü ayırt etmiştir:
Sözcüklerden zevk alan okuma türü,
metnin sonunu getirmeye çalışan ve "beklemekten kurtulmaya" çabalayan okuma türü,
yazma arzusunu besleyen okuma türü.
Biri erotik, öbürü avcı, diğeri de erginleyici okuma türleri.

İnanç yıpranır. Ya da daha doğrusu, medyaya ve boş vakit etkinliklerine sığınır. Tatile çıkar; ama burada da reklamcılık, ticaret ve moda tarafından ele geçirilen ve işlenen bir nesne haline gelir.
Michel de Certeau
Gündelik Hayatın Keşfi-1

Soğuk Bir Bahar // Elizabeth Bishop

Böyle olmalıydı bizim yolculuklarımız:

Ciddi ve belleğe kazılabilir.


şimdi buraların kendi adlarına söyleyecek bir
şeyleri yok


Öğrenilmesi çok güç bir şey değilmiş kaybetme sanatı,
her ne kadar bir felaketi andırsa da yaşanması.

Elizabeth Bishop
Soğuk Bir Bahar

İnanç ya da İnançsızlık // Umberto Eco

İnsanın varlığını sürdürmek için doğaya ne yapabileceğine ve doğanın varlığını sürdürmesi için ona ne yapmamak gerektiğine bakmak söz konusu

Umberto Eco
İnanç ya da İnançsızlık

Kaos'un Kutsal Kitabı // Albert Caraco

Komedi sona erdi, trajedi başlıyor, dünya giderek daha sert, daha soğuk, daha kasvetli ve daha adaletsiz olacak.

Cehennemi sistemli biçimde örgütlüyorlar, düşünmemizi engellemek için bize aptalca gösteriler sunuyorlar.

Acımasız olacağız, toprağımız ve suyumuz olmayacak, belki havamız da olmayacak ve varlığımızı sürdürmek için kendimizi yok edeceğiz, sonunda birbirimizi yiyeceğiz ve bizim ruhanilerimiz de bu barbarlıkta bize eşlik edecekler, tanrı-yiyiciydik insan-yiyici olacağız, Böylece biraz daha tamamlanmış olacağız.

Albert Caraco
Kaos'un Kutsal Kitabı

Pornografi // Witold Gombrowicz

Eğer başka gezegenleri gezmeye hazırlanıyorsam, yalnızca Ayı seçerim ve kim olursa olsun biri benimle gelsin isterim, ruhum yansıyacak bir ayna bulabilsin diye.

İnsan nedir? Bunu bildiğini kim iddia edebilir ki? İnsanoğlu bir muammadır. Bir aynadan çok daha dobra, hem melek hem şeytan bir gayya kuyusudur insan!
Bizden bir şey istediğinde, reddetmek durumunda değildik. Çünkü ulus bilinci bizi birbirimize bağlıyordu, hepimiz yoldaş ve silah arkadaşıydık -herkesin herkese alet olduğu, herkesin herkesi ortak dava adına acımasızca kullanabildiği buz gibi soğuk bir kardeşlik.
İşin kötüsü, siktirip gidecek tek bir yer yok.
Yine de her şeye rağmen coşku ve kardeşlik hala mümkün ola­bilirdi, ara sıra bunu düşünüp şaşırıyordum.
Bazen kara bir ateş içimi heyecanla dolduruyordu, bazen de kendimi güçsüz, sıkkın hatta ümitsiz hissediyordum.
Witold Gombrowicz
Pornografi

What I am // Edie Brickell

 



Çok fazla şeyin farkında değilim
Bildiğimi biliyorum, neyi kastettiğimi biliyor musun?
Felsefe, bisküvi kutusunun üzerindeki sözlerdir.
Din, köpeğin yüzündeki gülümsemedir...
Felsefe kaygan kayalar üzerinde yürümektir. Din sisin içindeki ışıktır...
Ben neysem oyum.
Sen neysen o musun, yoksa nesin?
-Edie Brickell "What I am"

İnsanlık 2.0 // Ray Kurzweil

Hepimiz evcil hayvanlara dönüşeceğiz. Bu bizim yazgımız, hoşnut evcil hayvanlar olmak... Ama kesinlikle özgür değil.

Tekillik dönemine gelindiğinde, insanlarla teknoloji arasında fark kalmayacaktır. Bunun nedeni, insanların bugün makine olarak düşündüğümüz şeye dönüşmesi değil, makinelerin gelişerek insanlara benzeyip onların ötesine geçecek kadar ilerleyecek olmalarıdır.

Gelin üstün zekalı bir makineyi, ne kadar zeki olursa ol­sun, bir insanın zihinsel etkinliklerinin çok ötesine geçebi­len makine olarak tanımlayalım. Makinelerin tasarımı da bu zihinsel etkinliklerden biri olduğuna göre, üstün zekalı bir makine çok daha iyi makineler tasarlayabilecek; o zaman da tartışmasız bir "zeka patlaması" ortaya çıkacak, insan zeka­sı çok gerilerde kalacaktır. Yani, insanın yapması gereken en son icat, yapacağı ilk üstün zekalı makinedir.
Ray Kurzweil
İnsanlık 2.0

Açık Toplum ve Düşmanları // Karl R. Popper

Akıl da, bilim gibi, karşılıklı eleştirmeler aracılığıyla ilerler; onun gelişmesini "plânlama”nın tek yolu, bu eleştirilerin özgürlüğünü, yani düşünce özgürlüğünü koruyacak kurumları geliştirmektir.

Karl R. Popper
Açık Toplum ve Düşmanları

Görünmez Canavarlar // Chuck Palahniuk

Tamamen ayna, ayna söyle bana durumu çünkü aynen paranın iktidar unsuru olması gibi aynen silahın iktidar unsuru olması gibi güzellik de bir iktidar unsurudur.

Kendim olmaktan, nefret dolu olmaktan bıktım.
Bana kurtuluş ver.
Bu gösteriş dünyasından usandım. Şişman görünen domuzlar. Mutlu görünen aileler.
Bana teslimiyet ver.
Cömertlik gibi görünen şeylerden yoruldum. Sadece aşk gibi görünen şeylerden.

Bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver.
Chuck Palahniuk
Görünmez Canavarlar

Roland Barthes

Gözyaşlarının tarihini kim yazacak? İnsanlar hangi toplumlarda, hangi zamanlarda ağlamıştır? Ne zamandan beri erkekler (kadınlar değil) ağlamıyorlar? "Duyarlılık" neden belirli bir anda "yalancı duyarlılığa" dönüştü?

Maymunlar arasında maymun gibi davranmak daha iyi değil midir?
Yıkılmış değilim, ama burada bırakılmışım, bir kalıntı gibi.
Ben yalnızlığı istemiyorum ama yalnızlığa gereksinim duyuyorum.
Roland Barthes

Niteliksiz Adam // Robert Musil

Bütün gün okulda bu kadar şey yapıyoruz, hangisinin bir amacı var sanki? İnsana yarar sağlayacak ne var içlerinde? Demek istediğim, insanın kişiliğine katkısı olan bir şey...

Kısaca söylemek gerekirse, düşünen bilincin dünyayı gözlemlediğinde duyduğu iyimserlik, yaklaşık şu sözcüklerle dile getirilebilir: Bizler, ileriye doğru yanılmaktayız!
Niteliksiz Adam
Robert Musil

Gerçekçiliğin Çelişkileri // Fredric Jameson

Eğer gerçeklikten beklediğimiz toplumsal Hakikat ya da bilgiyse, çok geçmeden farkına varırız ki bize verilen şey ideolojidir.

Nedensel bir sonucu veya gerçek bir etkisi olmasa bile, biz yine de erdemli davranalım, çünkü bakarsın alınyazımız da bu davranışımızla uyumlu çıkar.

Gerçekçiliğin Çelişkileri
Fredric Jameson

Kadın ve Erkek // Walter Ong

Kadın ve erkek arasındaki farklılık sadece kadının kadın, erkeğin erkek olması ile tanımlanamaz. Farklılık, eksi ve artı kutuplar arası değil, her ikisi de pozitif olan kutuplar arasındadır.

Walter Ong

Şiirler // Stephane Mallarme

Sonsuzu aradım, ama, yalnızca, uykuya düşman bir uçurum buldum..

Şiirler
Stephane Mallarme

Johann Wolfgang von Goethe

Bakışlarımı gerçekten çözmek için

Karşılık olarak çabanız olsun!
Johann Wolfgang von Goethe

Paris Sıkıntısı // Charles Baudelaire

Bana da hep bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir, ruhumla durmadan tartıştığım bir sorundur bu göç sorunu.

Karanlık ya da ışıklı bir delikte yaşam yaşar, yaşam düşe dalar, yaşam acı çeker.

Kendi kendimden de, başka hiç kimseden de hoşnut de­ğilken, gecenin sessizliğinde, yalnızlığında, kendimi bağışlamak, biraz da gururlanmak isterdim.

Ey gece! Ey serinlik getiren karanlık! Benim için bir iç bayramın belirtisisin sen, sen bir bunaltıdan kurtuluşsun!
Paris Sıkıntısı
Charles Baudelaire

İnsanın Anlam Arayışı // Viktor E. Frankl

Genel bir yaklaşım ile hayatın anlamını tanımlamak imkansızdır. Çünkü hayatın anlamı saatten saate, günden güne, kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu nedenle önemli olan genel olarak hayatın anlamı değildir. Bunun yerine asıl önemli olan belirli bir zaman diliminde bir kişinin hayatının özel anlamıdır.

İnsanın Anlam Arayışı
Viktor E. Frankl

Okuma Üzerine // Marcel Proust

Okuma, insanların en bilgesiyle bile olsa, bir konuşmaya indirgenemez; bir kitapla bir dost arasındaki asıl farklılık, bilgeliklerinin büyüklüğündeki farklılık değil, onlarla iletişim kurma biçimidir; okuma, konuşmanın tersine, yalnızlığımızı sürdürürken, yani yalnızken sahip olunan ve konuşunca çabucak dağılan entelektüel güçten yararlanmaya devam ederek, esinlere açık olmaya ve zekânın kendi kendisi üzerindeki çalışmasını bütünüyle verimli kılmaya devam ederek, her birimizin önceden iletilmiş bir başka düşünceyi edinmesidir.

Okuma Üzerine
Marcel Proust

Paul Valery

Fransız şiirini temsil etmemi istiyorlar. Beni ozan sanıyorlar! Oysa şiir benim umurumda bile değil! İlgimi çekmesi yalnızca rastlantı sonucu. Tesadüfen şiir yazdım. Yazmasaydım da benim için hiçbir şey değişmezdi. Demek istediğim o ki, kendi gözümdeki değerimde bir farklılık olmazdı. Benim için hiç önemi yok. Önemli olan şeyi söylemek isterdim.

Paul Valery

Vitrinde Yaşamak // Nurdan Gürbilek

Sözün geçersiz olduğu, bir simgeye dönüştüğü bir toplum, muhalefeti de kendisi gibi bir jest, bir simge olmaya zorlar.

Parçalanmamış, eksiksiz bir dünya… Böyle bir dünya oldu mu hiç? Şüphesiz bizlere böyle bir dünyayı geçmişte kurduran, öncelikle bugün yaşadıklarımızdır; kendi bölünmüş gerçekliğimiz, bu dünyadaki yersiz yurtsuzluğumuzdur.
Vitrinde Yaşamak
Nurdan Gürbilek

Mağdurun Dili // Nurdan Gürbilek

"Kişiye ayna tutan şeydir bakış; onu bütünleyen, tam olduğunu hissettiren şey. Yine de her bakışın bir kötü bakış olabileceğini, soğuk ebeveyni, yargılayan efendiyi, adaletsiz tanrıyı içinde taşıdığını da biliyoruz."

Mağdurun Dili
Nurdan Gürbilek

Kötü Çocuk Türk // Nurdan Gürbilek

"Kendine dönülemez, çünkü kendi denen şey daima başka başka biçimlerde, başka büyüteçler altında başkalaşmış olarak, daima bir savunma refleksi olarak, çoğu zaman bir iktidar talebiyle bütünleşmiş olarak çıkar ortaya."

"Geç kalındığı ortadadır; bazı sözler zamanında söylenmemiş­tir, bazı kelimeler fazlasıyla gecikmiştir..."
Kötü Çocuk Türk
Nurdan Gürbilek

Jackson Pollock


 

Postmodernizm // Fredric Jameson




Lyotard’a göre, aydınların artık yapabilecekleri tek şey, (hakikati söylemek, dünyayı kurtarmak vs. yerine) yeni hamleler bulmak; yeni, küçük öyküler anlatma ve dinleme gücü edinmek; genelde de, bilimsel bilginin, anlatıya dayalı bilgi karşısındaki ayrıcalıklı, üstün konumunun sona erdiğini kabul etmek. Hattâ kuramın da, eninde sonunda bir edebiyat türü olduğu sonucuna dek varabiliyor bu.

Postmodernizm
Fredric Jameson

Sohrab Sepehri

 




Yaşamın ölüm genişliğinde kanatları vardır

Aşk kadar sıçrayabilir

Yaşam, alışkanlık rafına kaldırıp
Unutulacak bir şey değildir
Sohrab Sepehri

23 Ocak 2024 Salı

Gece // Bilge Karasu

Ya ölmem, ya kaçmam, ya da bambaşka biri olmam gerekecek; öylesine bambaşka biri ki, bunun güçlüğü karşısında kaçmak daha kolay görünüyor, hele ölmek, hepsinden kolay; kendimi öldürmek durumunda da kalsam…

Bilge Karasu / Gece

Beklemek // ke

Sihirlere inandım, bekledim seni, çok şey öğrenip, birçok şeyi unuttum, seni unutmadım değil, anımsıyorum, anlamaya çalışmakla boşa geçen yıllar, anladım diyemem, biraz tanıdım, varolmamanın dayanılmaz hafifliğini, reddettim toplumu, çalışmayı, bu doğru mu yanlış mı hiçbir zaman bilemeyeceğim, çok şey susabilirim ama seninle susabilirim.. mutluluğu herkes tadar, acı için seçilirsin..

Guguk Kuşu // Ken Kesey




Denedim. Pes etmeden önce, hiç olmazsa denedim. Bu kadarı da yeter.

Mahkeme benim kafadan sakat olduğuma karar verdi. Eh koskoca yargıca da karşı gelemem ya... Tabii sesimi çıkarmadım.
Belki de kaybolmak sandığım kadar kötü değildir.
Guguk Kuşu
Ken Kesey

Keçi // Anne Fleming




Şansa ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. İyi bir hayat yaşadım, bazen kötü günlerim de oldu. İyi gün de kötü gün de biz insanlar içindir. Berbat bir yerden kaçıp bu ülkeye geldim, şanslıydım. Ama sonra aç kaldım. Şanssızdım. Aşık oldum, evlendim, çocuk doğurdum, şanslıydım. Kocamı kaybettim, şanssızdım. Oğlum evlendi ve bir çocuğu oldu, şanslıydım. Oğlum ve gelinim İkiz Kuleler'de öldü, şanssızdım. Torunum hayatta, şanslıyım. Keçilere inanıyorum ama şansa asla!

Keçi
Anne Fleming

15:03 // ke

    15:03

güzeller var, güzel insanlar var, sevdanın çok özel birşey olduğunu zannetmiyorum, birine sevda çiçeği uzatırsın, kabul ederse ya da biri sana sevda çiçeği uzatır, kabul edersen sevda olur.. başkasını sevmek istemiyorum, onu sevenleri de sevmek istemiyorum, o kadar çok insan sevmek istemiyorum, seni neden sevdiğimi hem biliyorum, hem bilmiyorum, neden hala sevdiğimi, sevebildiğimi.. mrrr.. bu işte bir tuhaflık var ve bu tuhaflık hoşuma gidiyor.. talepkar değilmişim gibi hissettiriyor, kararlı olmanın sevgiyi koruduğunu hissettiriyor.. sen yoksun diye ilaç niyetine başkasına da sarılmadım.. bulabilir miyim dersin, zaman ve hiçlik, zehir ve deva ilmi herkese nasip olmaz..
patika mı, yol mu, otoban mı.. tekbiçimli değil alınan mesafe.. yüzmen, dalman ve uçman bile gerekiyor olabilir.. durman, kendi etrafında dönmen, geri dönmen.. bir yere varmak için değil, duyarlı kalabilmek için.. seni sindirebilen fırtınalar, bezdirebilen acılar, endişeler, anlayışını çarpıtabilen öfke.. bir nefes: sadece varolmak.. Tanrı kulağına fısıldar, kozmik dansa katılsana; şaka olmasın dersin, hakikat sanki kozmik bir şaka.. vicdan yükü sınırsız olabilen insan, bunun için aradığın masumiyet, bunun için aradığın açık zihin..
sevmeni isterim elbette, to be with you ama senden de talep ettiğim birşey yok.. tekbaşınalık da herhalde sevda kadar özel birşey..
sui generis; kendine özgü..

ke
Tüm ifadeler:

Siz Bir Ciddiyet // ke

ciddiyetsiz bir ciddilik, ciddi bir ciddiyetsizlik

zen: yasemin, ıhlamur, tarçın, taze fındık, yaprak, yağmur, damla, doe (maral, dişi genç geyik), yunus, balık, su, kahverengi, merih (ateş rengi), neptün, amphritithe (derin sular tanrıçası), mathilda, frida, canayakın, öz, asıl, cevher, zç, şafak, elmas, (neptünus balık burcunun gökcismi, nam-ı diğer poseidon, amphritithe de poseidonun eşi)
777, 222, /33, 51, 85, 102, 153, 294
beraber: üçyapraklı yonca (ben, sen, O), ısırgan otuna sarılmış sarmaşık, filiz, zigot, ferhatla şirin, /43, 53, 154, 187, 360, 440
men: bozkırkurdu, fındıkkurdu, aslan, gökdoğan, kaplumbağa, yengeç, karaca, yunus, at, atsineği, apollon-poseidon (kırkla beraber yükselenim poseidon burcu oldu), hendrix, cohen, sevinç, ufuk, ke, ka (ateş), su, damla, kök (mavi), neptün (mavi gezegen), yarımay, boncuk, /20, 51, 69, 85, 146, 207
ikiz: kırlangıç, atmaca (ged), gökdoğan, karaca, boğa, yunus, rüzgar, duman, zeytin, incir, toprak, siyah, altın, may, pj harvey, gd, venüs, (ben venüs demiştim ama boğa burcunun gökcisminin venüs olduğunu bilmiyordum), zühre (sabah yıldızı, akşam yıldızı) /13, 51, 85, 154 (beraber: 33, 136, 231, 361)
bunları yapay zekaya vereyim de bir şiir yazsın, şair olmuş arkadaş..
hastalanmış duygular canıma dadanmışlar, hem de hiç haketmediğim halde, bir de kendimden, hakikatten, hakikatsizlik mi deniyordu artık, neyse şehirlerden ve insanlardan nem kapmasam odadan çıkıp izmire giderdim, 35 kabalamda duygu demek.. doğru yaşamanın hazzı belki iyileştirir insanı.. 20 insan demek.. 51 çırak demek.. 85 de iyi demek.. gerisi edebiyat.. gz.. ily.. cu..

-- -- -- --

leonard cohen görkemli kaybedenler kitabında ezoterik gerçekler yaşadığını söylüyor, sanırım görkemli kaybedenler z kuşağına da yakıştırılabilir..
"bir çığın içine adım attım, bütün ruhumu kapladı." leonard cohen
ikiz, kardeş demek.. bu imgeleri de melekler fısıldadı, ürkünç rastlantı olabilen işaretler, şiirde periler fısıldamıyor mu.. 
bilmediğim ve merak ettiğim şey, meleklerin size ne fısıldadığı?
-ben bunları bir gecede uydurmadım ki, aylarca elimden geldiği kadar özen gösterdim-
-uymaktan uydurmuştum, işaret edilen uyduğu zaman uyduruyordum))
kimlik numaramın sonu 102, bu zenin isminin sayısal karşılığı, telimin sonu da 533, ruh ikizim de edebiyatla ilgileniyor zen gibi.. eğer tahmin ettiğim gibi uygarlığın bu demleri bireyi hırpalıyorsa, edebiyatla ilgili rezonans koruyucu etki yapabilir (mi))
Anlayışlı, Makul, Efendi, Nazik,
AMEN. 

-- -- -- --

şunu kestiremiyorum, ya toplumsal kodlara yabancılaşılırsa, güvenli sularda kalmanı isterim, peki ya kopukluk öyle ya da böyle oluşacaksa, o zaman o tekillikte bir oyun alanı açılabilir, kodlara direnme alanı, silah yok, statü yok, topuklu ayakkabı yok, kopyalama yok, görkemli bir biçimde sadelik içinde kaybolabiliriz.. arınma, ideal, aidiyet, süreksizlik.. kafamızı meşgul edecek birşeyler illaki çıkar; model ve ritüel yaratabilecek keşifler.. şunu kestiremiyorum, farkına varınca belirsizlikten ve tekillikten türeyecek kaygıyı zeka özgünlüğe ve özgürlüğe çevirebilir mi..

ke

Us'ta // ke

us'ta

bir böcek yürür dünyanın üzerinde
bir dünya yürür böceğin üzerinde
bir çiçek açar gökyüzüne
bir gökyüzü açar çiçeğe
bir gözyaşı damlar geceye
bir gece damlar gözyaşına
bir çocuk oynar oyuncakla
bir oyuncak oynar çocukla
bir şiir okur insan
bir şiir okur insanı
bir sevda kırılır
bir kırık sevdalanır
ne demeli
us var ata nal çakar
us var nala at çakar
ke

Tanrılar - Yeni Yaratıklar ve Amerikan Gecesi // Jim Morrison




Sindirip içselleştirerek "Dışarısı" ile yüzleş.
Ben dışarı gelmeyeceğim, sen içeri gelmelisin.
Gözetlemeye yattığım doğurgan bahçeme. Gerçekle savaşmak için kafamın içinde bir evren yaratabileceğim o yere.

Kayıp cenneti
Arayan bir adam
Aptal gibi görünebilir
başka bir dünyayı aramaya yeltenmeyenlere
Sayfa 153
Tanrılar, Yeni Yaratıklar ve Amerikan Gecesi
Jim Morrison

3 Ocak 2024 Çarşamba

Yakıcı Sır // Stefan Zweig

Ben çok uzun zaman önce bütün derslerden kaldım.

Yakıcı Sır
Stefan Zweig

Baştan Çıkarma Üzerine // Jean Baudrillard

"Dişilik, kadının yabancılaşmış varlığıdır." "Dişilik, soyut bir toplamdır; içi, kendine ait olan her tür gerçeklikten boşaltılmıştır; söylem ve reklam belagatinden oluşan düzenin toplamıdır." "Güzellik maskeleri ve her dem taze kalan dudaklarıyla çılgına dönen kadın gerçek hayatında üretken olamaz."...

Bizler, kuralın ve ritüelin egemen olduğu çağda yaşamıyoruz artık; Yasanın ve sözleşmenin egemen olduğu çağda da değiliz. Norm ve modeller ortamındayız; toplumsallık ile toplumsalın ardından gelen ortamı anlatabilecek kelime bile bulamaz olduk...
... ve her şey kendi ölümünü arar; iktidar bile. Ya da daha doğrusu, her şey belli bir çevrim dahlinde kendi içinde değiş tokuşta bulunmak, tersinmek, kendini ortadan kaldırmak ister.

Niçin çıplak yaşadığını soran Beyaz'a Kızılderili şu karşılığı veriyordu: "Bendeki her şey benim yüzüm." Fetişist olmayan bir kültürde (çıplaklığı nesnel bir hakikat olarak fetişleş­tirmeyen bir kültürde) beden, bizim kabullerimizde ifade bakı­mından zengin olan ve bakma yetisi taşıyan tek bölgenin, yani yüzün karşıtı değildir: Bedenin kendisi yüzdür ve size bakar.
'So­nuç olarak beden müstehcen değildir, yani çıplaklığına bakılmak için değildir. Tıpkı, bizim kabullerimizdeki yüz gibi o da çıplak haldeyken görülemez; çünkü o, simgesel bir örtüdür ve bir örtü olmaktan ibarettir.'

Mutlak baskı, biraz fazlaca verilerek elinizdeki her şeyin alınmasıdır. Hiçbir zaman başkasına vermemiş olduğunuz bir şeyin, bu denli iyi durumda size "geri verilmiş" olmasından sakının!

Dışlanmış biçim, egemen biçime gizlice üstün ge­lir. Baştan çıkarıcı biçim de, üretici biçimden üstündür.
'Arzu, hazzın saf işleyişine üstün gelen bir meydan okumadır; çünkü onun mantığı daha da baş döndürücüdür; çün­kü haz bir itkiden başka bir şey değilken, arzu bir tutkudur.'

Baştan Çıkarma Üzerine
Jean Baudrillard

Byung-Chul Han

İki kişi önlenemez bir biçimde birbirinden uzak, her biri kendi en yüksek yorgunluğuyla meşgul; bizim yorgunluğumuzdan ziyâde, seninki orada benimki burada yorgunluğu. Bu bölücü yorgunluk kişiyi dilsizlik ve bakış beceriksizliğiyle vurur.

Byung-Chul Han

Kozmos // Witold Gombrowicz

Aklın büyüyen, yiten, çevreleyip saran gerçeklik karşısında güçsüz kaldığı düşüncesi beni sakinleştirdi ve ay ışığı altında gülümsedim.

Bir şey fazlaysa, fazladır. Gerçeklikte de bir tür fazlalık vardır.
Rastlantısal olarak bulunan her işarete karşılık kim bilir geriye şeylerin doğal düzeninde fark edilemeden kalan kaç işaret kalıyordu?
Sıkıntının gözü, korkununkinden büyüktür. Sıkıntı, dostum, insanı korktuğu zaman inandığı şeylerden daha fazlasına inandırır! Canın sıkılıyorsa eğer, neler hayal edeceğini Tanrı bilir!
Kozmos
Witold Gombrowicz

David Foster Wallace

 "Sizin için en değerli, en yüce, en vazgeçilmez olan nedir?

Eğer hayatınıza değer katan şey para ve mülkiyet tutkusu ise; sahip olduklarınızla asla yetinemeyeceksiniz…
Fiziksel özelliklerinize, güzelliğinize, tensel cazibeye tapıyorsanız; kendinizi asla yeteri kadar güzel ya da tatmin olmuş hissedemeyeceksiniz. Zaman ve yaşınız ilerledikçe, mezara girmeden önce defalarca öleceksiniz…
Eğer zekanıza çok güveniyor, yeteneklerinize tapıyorsanız; sizi sürekli sınayan hayatın karşısında her an yetersizliğiniz ortaya çıkıverecekmiş gibi hissedeceksiniz…
Güce ve iktidara tapıyorsanız; asla yeteri kadar güçlü ve güvende hissedemeyecek, kesintisiz bir korku duyacaksınız. İktidarınızı güçlendirerek korkunuzu yenebilmek için, önünüze çıkan herkesi ezerek gücünüzü sınama ihtiyacı hissedeceksiniz…
‘Zamanın ruhu’ toplumları sınırsız zenginlik, hükmetme arzusu, bireysel özgürlükler ve konfor için güdüler; geride kalanların yoksulluğu, ezilmişliği ve köleliği pahasına.
Nihayetinde bize kalan tüm özgürlüğümüz; korunaklı hayatlarımız, sığ ideolojilerimiz, kör inançlarımız, önyargılarımız, ezberlerimiz ve ötekine duyduğumuz güvensizlikten ibarettir."
David Foster Wallace

İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler // David Foster Wallace

O da düşünmeyi dışla­yan ritme katılmıştı. Şimdi sen de kendini o ritme kattın. Ritim kör gibi. Karıncalar gibi. Makine gibi.

İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler
David Foster Wallace

1 Ocak 2024 Pazartesi

Gerçek // ke




Gerçek
Gerçeği anlamaya çalışma, gerçeği anlayamazsın,
anlayamayacağını kavrarsın ya da
şöyle de denebilir, kavrayamayacağını anlarsın.
O halde senin için baskın olan şey belirsizliktir;
sen de anca kaygıyla özgürlük arasında salınırsın.
Bazı şeyleri bilebilirsin, bazı şeyleri bulabilirsin,
bazı şeyleri görebilirsin, bazı şeyleri duyabilirsin,
bazı şeylere dokunabilir, tadabilirsin,
bazı şeylerin kokusunu alabilirsin, bazı şeyleri hissedebilirsin,
bazı şeyleri sezer, bazı şeyleri algılayabilirsin,
bazı şeyleri düşler, bazı şeyleri düşünebilirsin,
bazı şeyleri tanıyabilir, bazı şeylerden utanabilirsin,
bazı şeyleri sevebilir, sevmeyebilir,
bazı şeylerden nefret edebilirsin,
bazen işaretler birşeyler gösterir, bazen birşeyler dile gelir,
kabul ettiklerin, inkar ettiklerin olabilir,
bazı şeylerle alay edebilir, bazı şeylerle neşelenebilir,
bazı şeylere üzülebilir, kızabilirsin,
bazı şeyler seni bozar, bazı şeyler düzeltir,
bazı şeyler hasta eder, bazı şeyler iyileştirir,
tasvir, analiz, muhakeme, anlayış,
elbette bazı şeyleri anlar ve bazı şeyleri kavrayabilirsin,
ama gerçek tüm bunların ötesinde herşeydir,
tasavvur ve tahayyül sınırının ötesinde bilinemez olarak kalır.
Tıpkı Tanrı gibi...
ke

Bu Ülke // Cemil Meriç

Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...