Sıkıntı, kızgınlık, üzüntü ya da korku size “ait” ve kişisel değil. Hepsi, insan zihninin bir ürünü. Gelip geçiciler ve gelip geçen hiçbir şey size ait olamaz.
Eğer hayal edilen gelecek daha iyiyse, bu size umut ya da zevkli bir beklenti verir. Eğer o daha kötüyse, endişe yaratır. Her ikisi de illüzyondur.
Acımızın yaratıcısı olduğumuzu anlamamız gerekir; sorunlarımızı yaratan diğer insanlar ya da “dış dünya” değil, kendi zihnimizdir.
Carl Jung, kitaplarından birinde bir Kızılderili şefle yaptığı konuşmayı anlatır. Bu konuşma sırasında, Kızılderili şef beyaz insanın gergin bir yüze, sabit bakışlara ve kaba bir davranış tarzına sahip olduğunu belirtir ve şöyle der; Onlar daima bir şey arıyorlar. Ne arıyorlar? Beyazlar daima bir şey istiyorlar. Onlar daima huzursuz ve rahatsızlar. Biz onların ne istediklerini bilmiyoruz. Onların deli olduklarını düşünüyoruz."
Sizin geçmiş olarak düşündüğünüz şey eski bir şimdinin zihinde depolanmış anısıdır. Geçmişi hatırladığınızda, bir anıyı yeniden canlandırırsınız ve bunu şimdi yaparsınız. Gelecek ise hayal edilen bir şimdidir, o zihnin bir projeksiyonudur. Gelecek geldiğinde, şimdi olarak gelir. Siz gelecek hakkında düşündüğünüzde, bunu şimdi yaparsınız. Geçmiş ve gelecek aşikâr bir biçimde, kendi başına bir realiteye, bir gerçekliğe sahip değildir. Onların realitesi şimdiden ödünç alınmıştır.
Bir simyacı haline gelin. Adi metali altına, ıstırabı bilince, hastalığı aydınlanmaya dönüştürün.
Teslimiyet zayıflık değildir. Onun içinde büyük bir güç vardır. Sadece teslim olmuş bir insan ruhsal güce sahiptir. Teslimiyet yoluyla, siz durumdan içsel olarak özgür olursunuz.
Şimdi'nin Gücü
Eckhart Tolle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder