28 Ocak 2025 Salı

Feminizm Herkes İçindir // Bell Hook

çünkü feminist hareket, erkekler için de ataerki­liğinin köleliğinden kurtuluş umudunu barındırır.
kadınların da en az erkekler kadar cinsiyetçi olabileceği yine kadınlar tarafindan anlaşıldı, bunun ardından da erkek karşıtı feminist anlayış, hareketin bilincini şekillendiren öge olmaktan çıktı. tüm toplumsal cinsiyet adaletinin yaratılmasına odaklandı.
feminizmi benimseyen birçok yetiş­kin kadın, rahatsız edici ve sakatlayıcı topuklu ayakkabıları giyme­yi bıraktı. bu değişiklikler, ayakkabı imâlatı endüstrisinîn kadınlar için daha az topuklu ve rahat ayakkabılar tasarlamasını sağladı. artık cinsiyetçi gelenek tarafından makyaj yapmaya zorlanmayan kadınlar olarak aynaya bakıyorduk ve kendimizle olduğumuz gibi yüzleşmeye alışmıştık.
homofobiyle mücadele daima feminist hareketin bir boyutu
ola­caktır. zira heteroseksüel kadınların lezbiyen kadınlara saygısızca
davrandığı ve onları ikincil konuma ittiği koşullarda, daimi bir "kız
kardeşlik" düşünülemez."

Feminizm Herkes İçindir, Bell Hooks 

27 Ocak 2025 Pazartesi

Bir Gölgenin Peşinde // Georges Ifrah




İlkel Kültürler ve Uygar Toplumlar

Daha önce vurgulandığı gibi, her kim bu “ilkel” kültürlerden birini incelemek isterse, onların metafizikleri, kendi dünya anlayışları içine girmedikçe ve onların zihinsel yapısını bizimkiyle kökten bir biçimde karşı karşıya koymaktan vazgeçmedikçe, geçerli sonuçlara ulaşmayı beklememelidir. Çünkü çok eski çağlarda donup kalmış bir durum olmak şöyle dursun, bu insanların kendi tarihleri olmuştur ve belli bir anlamda, kendilerine özgü olan ve hep kendiyle tutarlı kalmış bir dizgeye uygun olarak kendi felsefelerini kurmuşlardır kafalarında.
Bunun için bu insanlara “ilkel” terimini yüklerken her türlü gerekli önlemi almalıyız. Ağır olduğu kadar haksız da olan değer yargıları saçarız ortalığa; bir zamanlar bu insanları, sırf “uygar” denen toplumlarla aynı yaşam biçimini, aynı ölçütleri, aynı düşünme biçimlerini paylaşmıyorlar diye hemen hemen horgörüyle “geri toplumlar” diye nitelerken yapıldığı gibi.
Tersine “ilkel” diye yargılanan toplumlar, sırf avadanlıklarının ve yaşama araçlarının genel özelliklerine verdikleri önemden ötürü, çok daha ileri diye düşünülen topluluklarda bulamayabileceğimiz görece eksiksiz teknikleri çok iyi kullanabiliyorlar.
Bir Gölgenin Peşinde – Georges Ifrah

25 Ocak 2025 Cumartesi

Osho




Sana "Kimsin sen?" diye sorduğunda gerçekten içine bakmış olsaydın, tek cevabın "bilmiyorum” olurdu.

Bireyin Doğuşu, Osho
Öfke ve hüzün aynı şeylerdir. Hüzün edilgin bir öfkedir ve öfke etkin bir hüzündür.
Ruh Eczanesi, Osho
Tadımız yok çünkü olmamız gerektiği gibi değiliz.
Yaşlanmak bilge olmak demek değildir. Eğer gençken bir aptalsan, yaşlandığında sadece yaşlı bir aptal olursun.
Olgunluk, Osho
Güzel bir kadın bulmaya çalışmak yerine, kendi içinde güzel bir adam yaratmaya başla.
Erkek - Erilin Ruhunu Yeniden Keşfetmek, Osho

23 Ocak 2025 Perşembe

"Şizofren"

Şizofren
"Bir şizofrenin iç dünyasına sokulmak gökyüzüne bakmak gibidir. Gökyüzüne baktığınızda bulutları, güneşi, ayı ve yıldızları görebilirsiniz. Görmek sürekli bir bakma, bir farkına varma çabasını gerektirir: Nasıl her arayan bulamazsa her bakan da göremez. Ama görmek için önce bakmalısınız. Gökyüzüne baktığınızda hiçbir şey göremeyebilirsiniz de. Koskocaman bir boşluk olarak algılayabilirsiniz onu, içinde nefes alıp verdiğimiz bir genişlik olarak.
Nihayet, bir şizofrenin de güneşi, ayı ve yıldızları vardır. Kimileyin yağmurların yağdığı, kimileyin pırıl pırıl ışıkların aydınlattığı bir gökyüzü gibidir onun iç dünyası. Onu tanımak için o yağmurlarda ıslanmayı göze almalısınız, alamıyorsanız teşhis eder geçersiniz.
Halbuki bir tek hakikat yoktur. Hakikatin bir kısmı onların kalbinde tecelli eder. Onlar bildirir ve duyurur insanlara: Meğer ki ulaşmak isteyeseniz o hakikate. Ona ulaşmaksa kaf dağına yol alan kuşların hikayesi gibidir. Hakikat ancak uğruna yanmayı göze alabileceklerin menzilindedir. Şizofrenin de bir kalbi vardır. O, kalbini modern dünyanın tasallutundan korumak ister. Geriye çekilir ve dünyayı istemez. Ayaklarının ucuyla onu iter ve içine döner. Kalbini korumak ister çünkü hakikati bir kor gibi kalbinde taşır. Dünyayı istemez çünkü yedibaşlı bir ejderha olan o dünya, bir sokuluverse, dillerinden ateşler fırlatarak kalbini dağlayacaktır. ‘Küskün Kral’lardır şizofrenler! Kraldırlar ve kral oldukları için küsebilirler.

Dil onların ulaşabildiği hakikati taşımaz. Yarılır, parçalanır ve patlar. Bu dünyanın dili onlara tercüman olamaz. O dili konuşamazsınız. O dili kimse konuşamaz. O dil iletişememenin, duyup da anlayamamanın dilidir. Ya da duyup da anlatamamanın. Onları anlamak için önce onları teşhis etmekten vazgeçmelisiniz. Bir şizofreni anlamak için onun da bir kalbi olduğunu ayırd etmeniz gerekir. Bir kalbiniz olması gerekir. Yağmurlardan korkmamak gerekir." 

22 Ocak 2025 Çarşamba

Anne Ağaç

"Ağaç-toprak bağlantılarını, toprağı, (ve) ormana olan bağlantımızı zayıflattığını hissettiğim devlet politikalarına karşı bir şeyler yapmalıydım.

Bu politika ve uygulamaların arkasındaki dinsel iştiyakın da farkındaydım, para ile desteklenen bir coşkunluktu bu."
Anne Ağaç s.129

21 Ocak 2025 Salı

Bir Damla Ne Kadar Ağlar Kendini // Demir Akbıyık

Bir damla ne kadar ağlar kendini....

Görkemli bir yangın ne kadar olur?
Bir ateş ne kadar yakar kendini?
Görkemli bir deniz ne kadar olur?
Bir kaşık su ne kadar boğar kendini?
Görkemli bir taş ne kadar olur?
Bir dağ ne kadar yükseltir kendini?
Görkemli bir gökyüzü ne kadar olur?
Bir mavi ne kadar boyar kendini?
Görkemli bir gün ne kadar olur?
Bir ışık ne kadar tanır kendini?
Görkemli bir ağıt ne kadar olur?
Bir acı ne kadar ağlar kendini?
Görkemli bir yankı ne kadar olur?
Bir çığlık ne kadar susar kendini?......

20 Ocak 2025 Pazartesi

Jose Mujica / İtaatsiz Portreler // İlyas Tunç

Ben yoksul değil, kanaatkar bir insanım. Asıl yoksulluk, yaşamdan sürekli talepleri olan, elde ettikleriyle yetinmeyen insanlardır. Kanaatkarlık bir yaşam felsefesidir. Daha fazla talep, daha az özgürlük anlamına gelir.
Jose Mujica

İtaatsiz Portreler // İlyas Tunç 

Din // Arthur Schopenhauer

Din, kalabalıkların metafiziğidir. Nasıl ki bir halk şiiri varsa, bir halk metafiziği de olmalıdır çünkü insanlar kesinlikle bir hayat yorumuna ihtiyaç duyarlar ve bu onların anlayış güçleriyle uyumlu olmalıdır. Bu yüzden bu yorum her zaman hakikatin alegorik-mecazi bir anlatımıdır. Davranış için bir kılavuz ve ıstırap ile ölüm halinde bir iç rahatlığı ve teselli.

Arthur Schopenhauer 

19 Ocak 2025 Pazar

Bozkırkurdu // Hermann Hesse




Bozkırkurdu // Hermann Hesse
Yazıklanılacak bir şey yoktu, geçip gitmiş hiçbir şeye yazıklanmamak gerekiyordu. Yazıklanılacak tek şey şimdi'ydi, bugün'dü, yitirdiğim, sadece edilgen bir tutumla katlandığım, bana ne armağanlar sunmuş, ne beni fazla sarsmış bu sayısız saatler ve günlerdi. Ama Tanrıya şükürler olsun, istisnalar yok değildi; seyrek olarak öyle saatler yaşıyordum ki, beni sarsıntılarla karşı karşıya bırakıyor, bana armağanlar sunuyor, aradaki duvarları yıkıp yolunu şaşırmış ben'i yeniden dünyanın yaşam dolu yüreğine taşıyorlardı.
...

Amaçlarından hiçbirini paylaşmadığım, sevinçlerinden hiçbiri bana bir şey söylemeyen bir dünyanın ortasında bir bozkırkurdu ve sefil bir münzevi olmayıp ne yapacaktım! Ne bir tiyatroda ne de bir sinemada uzun süre oturmaya katlanabiliyorum; elime bir gazete ya da çağdaş bir kitap alıp okuduğum seyrek oluyor. Tıklım tıklım trenler ve otellerde, bunaltıcı ve sırnaşık bir müziğin çaldığı hınca hınç kafeteryalarda, zarif ve lüks kentlerin barları ve varyetelerinde, dünyayı gezen sergilerde, geçit törenlerinde, bilgiye susamış kimseler için düzenlenen konferanslarda ve kocaman statlarda insanların aradığı nasıl bir haz, nasıl bir neşedir, aklım almıyor bir türlü. İstesem ulaşabileceğim, benim dışımda binlerce kişinin ele geçirmek için itişip kakıştığı, uğraşıp didindiği bu neşe ve sevinçleri anlamam ve paylaşmam olanaksız. Öte yandan, benim o şenlikli saatlerimde yaşadıklarımı, benim için haz, yaşantı, cazibe ve huşu sayılan şeyleri dünya bilemedin sanat yapıtlarından tanıyor, sanat yapıtlarında arayıp seviyor onları. Yaşamın içinde ise hepsini kaçıkça buluyor. Ve doğrusu dünya haklıysa, kafeteryalardaki bu müzik, bu kitlesel eğlenmeler, az şeyle yetinen bu Amerikalılaşmış insanlar haklıysalar, o zaman ben haksızım demektir, o zaman kaçık biriyim ben, o zaman sık sık kendime verdiğim isimle bir bozkırkurduyum, yolunu şaşırıp yabancı ve anlaşılmaz bir dünyada gözünü açan bir hayvanım, eski vatanının havası ve yiyeceği elinden çıkıp gitmiş bir hayvan. 

18 Ocak 2025 Cumartesi

Oruç Aruoba


Özlem budur işte:
bomboş bir varlık ve dopdolu bir yokluk.
Oruç Aruoba, Uzak
Kişi bir deneydir.
Ya da: Kişi, kendi kendini deneyen bir deneydir.
Yürüme, Oruç Aruoba
'Sadakat', kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması, ve o yeri hep onun için korumasıdır.
İle, Oruç Aruoba
İnsan olan insan pek az.
İnsan insan oldu mu, acı çeker.
Zilif, Oruç Aruoba

Yaşam gidince ne yapacağını bilmediğin, ama gitmek istediğin yerlere doğru kattetiğin yollardan oluşacak -ki, bunlar, belki, o yerlere gitmek istediğini bile ancak sonradan anlayacağın yollar olacak...

Oruç Aruoba / de ki işte

17 Ocak 2025 Cuma

Sevme Sanatı // Erich Fromm

Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.

Bir başka insana “inanmak”, onun tutumundan, kişiliğinin özünün ve sevgisinin değişmezliğinden emin olmak demektir
Bir şeye sahip olmak değil, layık olmak önemlidir.
Herkes birbirine olduğunca yakın olmaya çaba harcarken diğer yandan kendini tümüyle yalnız hisseder, tekbaşınalığın her zamanki sonucu olan derin bîr güvensiz­lik, huzursuzluk, ve suçluluk duygusuna gömülür. Uy­garlığımız kişinin bu tekbaşınalığını bilince çıkartmasını engelleyecek birçok oyalayıcı şeye sahiptir: her şeyden önce sıkıca düzenlenmiş ve makineleştirilmiş çalışma düzeni insanı en temel insanca isteklerinden; kendini aşma ve bir olmadan habersiz kılar.
Sevme Sanatı, Erich Fromm

16 Ocak 2025 Perşembe

Yürüme / Kişi // Oruç Aruoba

 

Kişi kendini yapar
-bozar, dağıtır, yıkar, kırar:-
Sonra, yeniden kurar...
Önemli olan, kişinin kendini
başlangıçtan kurması değil,
baştan kurabilmesidir.
Kişi,
tek bir defada oluşmaz,
oluşumu sürekli oluşmasıdır
***
Bir yola çıkan kişi,
bir yerden bıkandır;
bir yerde konaklayan ise,
bir yolda yorulan - bu
iki konum böylesine farklı...
Kendine yeni bir yol arayan kişinin yönünü,
eski yerinin koşulları ile kendi güdüleri, eğilimleri, yönelimleri, elbirliğiyle hazırlarlar.
Hangi yöne yönelirsen yönel,
yolunun ulaşacağı bir yer vardır
-ve hangi yere varırsan var,
çıkabileceğin yeni bir yol,
yönelebileceğin yeni bir yön...
Yürüme / Oruç Aruoba

13 Ocak 2025 Pazartesi

Jonathan Swift

Sonunda hep bir ironi haline sokulan kırılganlığımı açığa vurmak boşunaydı.
Gerçek, akıllı kimseleri daima etkiler.
İnsanların, aksaklıklarını örtmek için takındıkları ihtişam ince bir cila tabakasından başka bir şey değildir. Hele ruh ve bedenden yana bunca çarpıklıklarına, bunca zaaflarına göz yumarak gururlanmak tam çılgınlıktır. Bu yol insanlığı yok olmaya götürür, insanlar için biricik kurtuluş yolu, ne olduklarını bilmek, bütün hareketlerini fazilet ve aklın buyruklarına göre ayarlamaktır.

Jonathan Swift 

12 Ocak 2025 Pazar

Duino Ağıtları // Rainer Maria Rilke

Bak, ağaçlar var; yaşadığımız evler ayakta hala. Sadece biz geçip gideriz her şeyin yanından hafif bir dokunuş gibi. Ve her şey birlik içinde bizi susmakta, biraz utançtan belki, biraz da kelimelere dökülmeyen umuttan.

Duino Ağıtları, Rainer Maria Rilke 

11 Ocak 2025 Cumartesi

Ruhun Derin Yaraları // Kemal Sayar

İçinde yaşadığımız bu postmodern veya geç modernlik çağının mümeyyiz vasıflarından bir tanesi, yalan ve hakikatin melezleşmesidir. Nerede yalan başlıyor, nerede hakikat, biz hayatlarımızı ne kadar gerçek yaşıyoruz, ne kadar yalanız, kendi hayatlarımız ne kadar yalan? Ne kadar kendi özümüze, değerlerimize sadık kalabiliyoruz? Her şeyin yalan, her şeyin mübah olduğu bir toplumsal zeminde insan olarak hangi öze sadık kalabiliriz?

Güven, biraz da kendi değerlerimize sadakatle alakalı bir şey. Karşımızdaki insan kendi özüne, değerlerine ne kadar sadık? İç bütünlüğe sahip miyiz? Biz kendimize karşı dürüst müyüz evvelemirde? Bu sadakati paylaşabiliyorsak biz zaten ikimiz de kendimizi birbirimize el-Emin, güvenilir kılmışız demektir.
Ruhun Derin Yaraları, Kemal Sayar

10 Ocak 2025 Cuma

Kadınlar // Eduardo Galeano

Her iki haftada bir, dünya üzerinde bir dil ölüyor. Bitki ve hayvan çeşitliliğinde olduğu gibi, insani sözleri kaybettiğinde de dünya daralıyor.

Kadınlar, Eduardo Galeano

9 Ocak 2025 Perşembe

Biricik ve Mülkiyeti // Max Stirner

 Hepiniz özgürlük istiyorsunuz, tüm dünya için tam anlamıyla özgürlük... O halde neden daha azı veya daha çoğu için pazarlık ediyorsunuz?

Özgürlük deyince, sadece tam özgürlük kast edilebilir. Bir parça özgürlük, özgürlük değildir. Tam özgürlüğün, her şeyden özgürleş­menin amaçlanması sizde umutsuzluk mu doğuruyor? Bunu iste­menin bile bir delilik olduğunu mu düşünüyorsunuz? -O halde bu hayaletin peşinde koşmaktan, emeğinizi ulaşılamayacak bir ama­ca harcamaktan vazgeçin, daha iyi bir amaca harcayın.
"Ben neyim? Bir gölge ve bir köpük. Ben ne olacaksam, işte hakiki Ben'im odur." İşte bu Ben'in peşine düşmek, onu meydana çıkarmak, gerçekleştirmek, ölümlülerin en ağır görevidir. İnsanlar sadece yeniden dirilmek üzere ölürler, sadece ölmek için yaşarlar, sadece hakiki hayatı bul­mak için yaşarlar.
Biricik ve Mülkiyeti, Max Stirner

8 Ocak 2025 Çarşamba

Cibran / Osho / Cioran

 Aşk özgürlük verir ve bu özgürlük sadece birlikteliğin içinde boşluklar varsa mümkün olabilir.

Unutmak da anımsamak da bir özgürlük biçimi olabilir.
Halil Cibran
İnanç ödünç alınmıştır.
Güven sana aittir..
Bir yağmur damlası yasemin çiçeğinin kulağına fısıldar. "sevgilim, beni sonsuza kadar kalbinde sakla."
İnsan ihtiyaç duymaktan ziyade, sevmeye başladığı zaman olgunlaşır.
Aşk çiçek gibidir, bir gün tek bir çiçek verirsin bir başka gün bir buket.
Osho
Yine de daima severiz; ve bu "yine de", içinde bir sonsuzu barındırır.
Keşfedilmemiş bir gezegen kadar uzak mısın benden.
Mümkün olmayan çok şey biliyorum ve bunların pek çoğunu da kulak arkası edebiliyorum ama senin mümkün olmanı isterdim.
Bizi armağanlara boğacak şey akıl yürütmeler değil, kökeni hemen hep bir sır olarak kalacak olan vecdler olacak.
Emil Michel Cioran

Bir Kadın // Anne Delbée

Bir insan dokunma duyusunu yitirdiğinde ölüyor bili­yor musun? Yerine konulamayacak tek duygu bu: Dokunma. Eller hiç yalan söylemez.

Bir Kadın
Anne Delbée

7 Ocak 2025 Salı

Francis Picabia

Ama ben epey sakinim; çünkü dünya bu kadar erken yok olacak kadar aptal. Daha evvel de söylediğim gibi, Kutsal Tin'e karşı işlenen esas günah yerinden kıpırdamamaktır. Her şeye yol veren yeni bir kahkaha bulduğunda beni de çağırıp bu zevkten mahrum etmezsen sevinirim.

Yeni insanı gördüm, derdi varolmak değildi, ışık oyunlarının hileleriyle teşhir zanaatını uçlarına götürmekten başka bir derdi yoktu, müziği duymuyordu ya da duyamıyordu, gözleri sadece kendisini izleyenleri izliyordu. Bazen sinirlerim altüst olmuyor değil, bu insan neden bu kadar akılsız!

Francis Picabia

6 Ocak 2025 Pazartesi

Koşulların Gücü // Simone de Beauvoir




Kendimi araştırmak, bana kendimi övgülere boğmaktan daha çok zevk veriyor; çünkü hakikate olan düşkünlüğüm, kişiliğimin görüntüsüne olan merakımdan çok daha üstün.

Simone de Beauvoir // Koşulların Gücü

5 Ocak 2025 Pazar

Hayy Bin Yakzan // İbn Tufeyl

İnsanın dostlara ihtiyacı vardır; fakat insan gerçeği kendi başına keşfetmeyi, güzelliği yalnız başına bulmayı, kendisi ile yaşamayı da öğrenmelidir. Tamamen yalnız olmak kadar, kendisine ayıracak bir ânı bile olmayacak kadar 'sosyal' olmak da gerçek dışıdır; insanın bütünlüğü için hem yalnızlık hem de dostluklar gereklidir; idealleri gerçek yapan sentez türü budur.

Zira şüphe duymayan sorgulamaz, sorgulamayan görmez, görmeyen kişi ise kör ve şaşkın kalmaya mahkumdur.
Çile insanı eğite eğite, ahlakını arıta arıta öyle bir noktaya getirir ki, o, uzaktan görünen ve kimi zaman parlayan, kimi zaman sönen bir ışığa döner..
Kalp kulağıyla dinle, akıl gözüyle görmeye çalış. Belki bunlarda seni doğru yola götürecek bir kılavuzluk bulursun.
Hayy Bin Yakzan
İbn Tufeyl

4 Ocak 2025 Cumartesi

Cioran ve Hayyam




Cioran ve Hayyam hakkında ilgimi çeken iki şey var; ilki olumsuzlama üstadının mezarının sevdiğiyle beraber tek mezar olması; bu derin olumlama.. ikincisi ise Hayyamın dediğini dedikten sonra kuvvetli bir rüzgarın şarap testisini kırması.. Hayyam Tanrının kendisine değil de çarpık bir din anlayışına karşıydı, onların Tanrısına..

3 Ocak 2025 Cuma

Hakikat // Foucault / Cibran

Benim için ölümün alternatifi hayat değil, hakikat.

Ölümün beyazlığı ve ataleti içinde bulunacak şey, kaybedilmiş hayat ürpermesi değil, hakikatin titiz konuşlanmasıdır.
Michel Foucault
Hakikatin iki insana ihtiyacı vardır; biri onu konuşacak, diğeri anlayacak.
Halil Cibran

2 Ocak 2025 Perşembe

Kervansaray // Francis Picabia




Caddelere bakıyor ve her yerde aynı şeyi gördükçe umutsuzluğa kapılıyor. Onu ayakta tutan gecegörüşü...

Kafası eleştirel olandan başkasına basmayan arkadaşlardan kurtulmaya kadar götürmek lazım işi.

Gerçek zekâ, yani her şeyi anlayabilen akıl bir hastalıktır, beterin en beteridir.

Okuyabilseydim aklımın içini, Tek bir kelime görürdüm!
Tombala.

Soyutlamaları kavramak için gerekli konforun sağlanması gerekir.

Kervansaray, Francis Picabia
Görsel: Picabia

1 Ocak 2025 Çarşamba

Kirpinin Zarafeti

Kirpinin Zarafeti…

“Bir ritüel halini aldığında, küçük şeylerdeki büyüklüğü görme yeteneğinin merkezini o oluşturur. Güzellik nerededir? Diğerleri gibi ölmeye mahkum büyük şeylerin içinde mi, yoksa hiçbir iddiada bulunmadan, anın içine bir sonsuzluk tomurcuğu yerleştirmeyi bilen küçük şeylerde mi?”

Bu Ülke // Cemil Meriç

Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...