Umuttan başka bir şey olmadığı için bir hayat boyu umutla yaşadıktan sonra insan zafer tadını yitiriyor. Tam bir zafer hissi için önce tam bir umutsuzluk yaşanmalı.
Ursula K. Le Guin
Ursula K. Le Guin
Ralph Waldo Emerson
Truman Capote
Bozkırkurdu // Hermann Hesse
(Wish)
Osho
Bir Arabın, Kürdün, Ermeninin, Amerikalının, Çinlinin düşmanı değilim, bir Yahudinin, Hristiyanın ya da bir Budistin de düşmanı değilim, olmak da istemem. Talat Paşaları falan pişirip Türkün düşmanı diyerek motive olmak yerine bence yurtta sulh, dünyada sulh diyerek, doğru düzgün insanlar olarak motive olabiliriz. Marcosun ahlakına sahibim, ezilenlerin yanında olmak. Bir de insanlardan da öte, dağdan taşa, kurttan kuşa kadar Total Freedom diyoruz.
Halil Cibran
Sessiz bir uçurum gibi.."
Sohrab Sepehri
Cennet, insanların birbirlerini dinlemeleri demektir.
Nadja, Andre Breton
Nasıl olsa umutsuz olacaksam, hiç olmazsa seven olayım, yaratıcı olayım. Hiç olmazsa, saf ve katıksız özyıpranmadan, bu kadarını kurtarmış olurum.
Sadakat, J. A. Redmerski
Dünya birden değil de ikiden hareketle sınandığında nasıl bir yer olur? Dünya benzerlikten değil de farktan hareketle incelendiğinde, gerçekleştirildiğinde ve yaşandığında nasıl bir yer olur? Bence aşk budur işte.
'Çoğunluk oluş diye bir şey yoktur, çünkü hayat modellerle, akıllı tasarımlarla değil, rastlantılarla, karşılaşmalarla, hatalarla, sapmalarla, özel tercihlerle çeşitleniyor ve her oluş iktidarın modelinden saptığı ölçüde bu yüzden bir azınlık oluştur.'
İşte budur hayatta kalan kişinin vazifesi: Anlatmak, yeniden yaratmak ve neden olmasın- yabancı bir hikayeyi icat etmek…
İbn-i Sina
Yenilenmeğe yönelmiş her yaşam biçimi,
güney karakülah
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Milan Kundera
"Yıllar geçtikçe, öteki olan, ötekileştirilen herkesin boyalı kuş olduğunu gördüm. Suçsuzken suçlu durumuna düşmeyi, anlaşılamamayı, sahip olduğu ırk, mezhep, din, hatta hastalık (özellikle akıl hastalıkları, AIDS) ya da cinsel yönelimi nedeniyle dışlanmayı da içeriyor boyalı kuş olmak. Zaman geçiyor ancak yaşananlar insanın üzerinde derin izler bırakıyor. Kolay kolay iyileşmiyor bazı yaralar. İzleri sonsuza kadar içinizde kalıyor. Ve şimdi kırkbeş yaşında bir yetişkin olarak inandığım tek bir şey var, o da bizi ayakta tutup yaşatanın sevgi olduğu. Basit mi geliyor? Hayır! Öyle zor ki içinde anlayışı, ötekini, kendinden olmayanı içeren, sınırları bilen, yormayan, kırmayan, hem özgür bırakan, hem sahiplenen sevgiyi geliştirmek, büyütmek. Emek ister, çaba ister, üzerinde düşünmek ister. Tıpkı öğrenmek gibi ömür boyu süren bir çaba.
O Güzel İmgesi Mutsuzluğun
Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...