Sorumluluğunuzu uyuşturucu üstlenmediğinde, imgelerle "yaranız sarılır." Ruh hallerinizi, daha onlar sözcüklerle formüle edilmeden, medyatik akışta boğarsınız.
Kendi kibrine ve başına buyrukluğuna göbekten bağlı (post)modern insan, belki acı çeken, ama asla vicdan azabı duymayan bir narsisiktir.
Günlük deneyim içsel yaşamın şaşırtıcı bir çöküşünü gözler önüne sermektedir. Kimin bugün hala bir ruhu var? Televizyon dizilerine yaraşır duygusal şantajdan bolca bulunuyor, ama bu şantaj, romantik tatminsizlik ve burjuva vodvili dolayısıyla iyi bildiğimiz psişik yaşamın isterik başarısızlığını sergilemekten başka bir şey yapmıyor. Dinlere yönelik ilginin yeniden canlanışına gelince, bunun bir
arayışın sonucu mu, yoksa tersine, sakatlanmış özelliğine gereken ruh protezini inançtan talep eden psişik bir yoksunluğun sonucu mu olduğunu kendimize sormaya hakkımız var.
Ruhun Yeni Hastalıkları, Julia Kristeva
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder