dal yarasında demlenmiş yuva | Yiğit Ergün
birikti zamanın kirli tozu, alındı aşkın içli güftesi
lakin bir hüzün kaldı bir yaban domuzu
zor odaklandığımız zamanlardan geçiyoruz
oynadığım atların hep ayağı takılıyor
ejderha dövmeli bir kadınla umuma açık ölüyoruz
onun teninde aşk keskin
benim sakalımda saltanatın mührü belirgin kalıyor
yavaş cilveleşmiyor kader giderek alışıyoruz sürünmeye
bizi yasakladıkça kosmos
bizi yaraladıkça düzen
bizi durdukça geçmiş
bizi sahteleştirdikçe zaman
milimetrik kırpılıyoruz kangren acılardan
altı üstü bir enerji n'olucak patlamasa
hep yeni uyandığım bir kanma küsküsü hayat
odamın üstüne keskin bir yılgınlık sinmiş
köşeler birleşmeye ürkek pencerem ihtiyar spiritüel
incelikli karabasanlar ağırlıyorum
sürttürüyor birbirini farklı akımlar
geceye deccal çıkıyorum
terliyorum ve bu kokudan rahatsızlık duymuyorum
estafurullah diyeceğim diyaloglarda buluyorum kendimi
geceleri dalgın sabahları daha bir azgın oluyorum
aslında her gün farklı hava koşullarında aynı akışı
başkalıyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder