Belleğin yuvası neresidir? Nereden gelmektedir? Bizi ötekilerle ve ortak geçmişle ilişkilendiren bilişsel bir süreçten ve kültürel kodlar sisteminden mi ibarettir? Yahut daha fazlası mıdır? İzah gerektirmeden anlaşıldığını farz ettiğimiz yaşamlarımızda, dilimize, gündelik varoluşumuza, deneyimlerimize ve hadiselere dönüşen bir şeylerin duyarlılığıdır belki?
Herkesin çaresizce ilgi çekmeye çalıştığı bir dünyada, kayıtsızlık bir yükümlülük olmasa bile yenilgiye dönüşür.
Kötülüğü nesnelliğe sahip bir etmen olarak yansıtmak, uzun süredir dini öykülerin ve kötülük mitolojilerinin teşvik ettiği bir şeydi. Ancak bugün bile içimizdeki kötüleğe bakmayı reddediyoruz. Neden? Çünkü dayanılmaz ölçüde zor ve sıradan bir insanın gündelik yaşamındaki mantığı tamamen altüst edecek bir şey.
Zygmunt Bauman, Ahlaki Körlük
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder