zoom
kalem oynatacak kadar güçlüydüm, sevdiğim için cesaretim de vardı, üzüm gibi ezilene dek, şarap umarken sirke, derken, şimdi güce ihtiyacım var, sevilmeye, ve sen yoksun, işte buna boktan dünya diyorum.. bir çatlak yaratmak için güce ihtiyacım var.. hiçbir yere çıkmayan bir patikada yürürken ayaklarıma derman.. kim görmüştür cennetin yedinci katını, kim inmiştir cehennemin yedi kat dibine, kim ermiş benim gibi meleklerin ve şeytanların menziline, uçurumları alkışlar, zirvelere hınç bağlarlar, artık böyledir insan -arıyorum seni deniz seviyesinde, insan boyunda bir mutluluk olarak, buna the big jump diyorum- koloniyi gözlemlediğimde, aşırı ışıyan reaktörü gördüğümde kalbimde bir ağırlıkla bir tabuta gizlenmiştim, menzilin gerisi de var.. aradım.. çaresi yoktur.. çare önermeyen bir geri çekilme, yakın vadede gelmeyecek, peki bu uygarlık nereye gidecek, hızını artırarak, duvara karşı.. tüketenler iflah olur mu.. milyonlarca otomobille insanları oradan oraya ileten sapık insanlık iflah olur mu.. sevgilin dünyaya baksın, temiz bir dünyada görsün seni, dünyayı görürse belki sendeki dünyayı da görebilir.. iyi sınırlandırılmıştır ama sınırları yoktur bu dünyanın.. ancak o zaman özel olabilir çünkü hakiki olur en azından.. iyi sınırlandırılmıştır ama sınırları yoktur bu sevginin.. sevgililer gününde magic mushroom yedim, yani içinde dedikleri gibi sihir var.. so.. zoom..
ke
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder