30 Mayıs 2024 Perşembe

Yalan // Sam Harris

Eğer başkalarının mutluluğunu ve acısını etkileyebilecek bir konumdaysak, onlara karşı etik sorumluluğumuz vardır.

Dürüstlük, başkalarına verebileceğimiz bir ar­mağandır; aynı zamanda bir güç kaynağı ve yalınlık aracıdır. Koşullar ne olursa olsun doğruyu söyleme­ye çalışacağımızı bildiğimizde, hemen hiçbir şey için hazırlıklı olmamız gerekmez. Geçmişte doğruyu söy­lediğimizi bildiğimizde, hiçbir şeyin izini sürmemiz gerekmez. Her an kendimiz olabiliriz.
Yalancılığımızı yalan söylediğimiz kişilerin bakış açısından değerlendirdiğimiz an, şunu fark ederiz: Roller değiştirilse, kendimizi aldatılmış hisse­derdik.
Sam Harris, Yalan

William S. Burroghs




“İnsan zaman içinde doğdu. Zaman içinde yaşadı ve zaman içinde öldü. Nereye giderse gitsin zamanı da kendisi ile beraber götürdü ve zorla kabul ettirdi.”

William S. Burroghs

Jose Ortega y Gasset

Gerçeğin tersine, düşündüklerimiz ve duyduklarımız birbirinden kopuk, çelişik ve çok biçimlidir.


Ben benliğimle ortamımın toplamıyım.

İnsan sistemi kendiliğindenliğin yerine tümüyle geçebilseydi, kişiliğinin gölgeli derinliklerine dalmak için hiç bir neden kalmazdı.

Zihin, genelde kişiliğin bir köşesine atılmış, kullanılmadığından ötürü küflenmiş, durur. Dışarıdan hazır alıp üstünde hiç kafa yormadığı, kendi akıl makinesinin üretmediği formüllerle yaşar.

Gerçek aydının görevi pohpohlamak ya da yüceltmek değildir, çarpık gördüğüne karşı çıkmak ve düzeltmektir; dolayısıyla yazgısı çetin, sert hatta korkunçtur.

Jose Ortega y Gasset

27 Mayıs 2024 Pazartesi

Oradan // ke

Oradan

1.
şeylerin bir değeri olduğunu bilir,
bir anlamı olduğuna inanırız..
bildiğim ve inandığım
iki şey var o halde sende..
yağmurun güzelliği,
gözlerinin derinliği gibi..
2.
gece şarkısını söyler
sessizlikle bile
ateşböcekleriyle
usul usul kıvrılan içimize
en derinimize
3.
olan oldukça dengesiz
neyi bilmediğimizi bile
bilmediğimiz
her şeyle bağı olan
bir gizemiz
biz.
ke

26 Mayıs 2024 Pazar

Hiç İçin Metinler // Samuel Beckett

Bazen insan kendine soruyor şaşkınlıkla, acaba doğru gezegende miyim diye.

Her şeye sahip olamıyor insan, hiçbir yere varamayacağım ama ne zaman vardım sanki?
Hepimiz bir kafanın kurgusal ürünleriyiz.
Ruhu yalnızca kendi varlığının izine düştüğü zaman bile kıvranıp duran ben, çağdaşlarımın duyarlıktan yoksun davranışlarına şaşırıp kalmışımdır hep.
Hiçbir şeye gereksinme duymuyorum, ne daha çok ilerlemeye ne de bulunduğum yerde kalmaya, gerçekten de umursamıyorum tüm bunları.
Samuel Beckett, Hiç İçin Metinler

Bir Soru Sordum Tanrıya // ke

Bir Soru Sordum Tanrıya
Elimde gümüş tesbih
Gölgem ateşe düştü,
yandı, tutuştu…
Uzanıp kıvrıldım ayın ortasına
O bir dede
Ben bir puttum…
Günlerce uçtuk alacakaranlıkta…
Nerede gece yok ki diye sordum Tanrıya…
Duydum işte, rüzgar konuştu, yağmur konuştu…
Ben şu tanrıtanımaz…
Ama Amin! dediler duydum…
Bu söz yüreğime kadar alçaldı…
Ve bildim işte Tanrı şu bilmeden ezdiğim karıncaydı…
Işık sayılı…
Karanlık ise sonsuz…
Şeytan der ki:
Çöle yolladım Tanrıyı ben,
O şimdi aç ve susuz…
Tanrım!
Bu benim son ölümüm olacak…
Hey, unutma adamım…
Ben…
Tepeden tırnağa zor bir yasağım…
Ateşten sırılsıklam yasağım…
Bitir şu oyunu…
Şeytan benim değil, senin önünde diz çökmedi,
Ve bu oyun sürdükçe,
Ben kendime yasağım…
Bir cigara sar Tanrım
İçine esrar koy
İçine sır koy
Göz koy, dudak koy…
Bir nefes…
Dumanı kalp olsun…
Kafan güzel olsun
Sana, sonsuz sarıldığımda…

ke 

Pratik Etik // Peter Singer

Peter Singer, Pratik Etik

"Washoe" adındaki şempanze yaklaşık 350 farklı işareti anlamayı ve bunların yaklaşık 250'sini doğru kullanmayı öğrendi. Basit cümleler kurmak için işaretleri bir araya getirdi ve böyle yaparak bir benlik duygusunun güçlü kanıtını sunuyordu. Bir aynada kendi görüntüsü gösterilip "Kim bu?" diye sorulduğunda, "Ben, Washoe" diye cevapladı. Daha sonra Washoe, Washington'a, Ellensburg'a gitti, orada Roger ve Deborah Fouts'un bakımı altında başka şempanzelerle yaşadı. Burada bir bebek şempanze evlatlık edindi ve çok geçmeden sadece onunla işaret diliyle konuşmakla kalmayıp, ona bile isteye işaretleri öğretti. Örneğin uygun ortamda ellerini "yiyecek" anlamına gelecek şekle sokuyordu. Washoe 2007'de kırk iki yaşında öldü.
Irkçılar, kendi çıkarları ile başka bir ırkın çıkarları arasında bir çatışma olduğu zaman, kendi ırklarının üyelerinin çıkarlarına daha fazla ağırlık vererek eşitlik ilkesini ihlal ediyorlar. Keza, türcüler de, kendi çıkarları ile başka bir türün çıkarları arasında bir çatışma olduğu zaman, kendi türlerinin üyelerinin çıkarlarına daha fazla ağırlık verirler. İnsan türcüleri, acının domuzlar ya da fareler tarafından hissedildiğinde, insanlar tarafından hissedildiği kadar kötü olduğunu kabul etmez.
Etik yargıların, evrensel bakış açısından yapılması gerektiğini kabul etmekle, kendi ihtiyaçlarımın, eksikliklerimin ve arzularımın, sırf benim tercihlerim olduğundan dolayı, başkalarının eksikliklerin­den, ihtiyaçlarından ve arzularından daha önemli olamaya­cağını kabul ediyorum. Çıkarların eşit gözetilmesi ilkesi, ırkçılık ve cinsiyetçili­ğin daha kaba biçimlerinin yanı sıra, zekaya dayalı bir köle toplumunu da devre dışı bırakacak kadar güçlüdür.

Hz. Muhammed // Lev Tolstoy

Peki, insan ne yapmak zorunda? O da yaşamın içinde tıpkı hayvanlar gibi mücadele etmek zorunda. Aralarında yalnızca bir fark var; eğer insan yaşamı tek başına alt etmek isterse mahvolur. İnsan, yaşamı sadece kendisi için değil, herkes için alt etmek zorunda. Eğer bunu yapıyorsa mutludur, yaşamı da mantıklıdır.

Hz. Muhammed
Lev Tolstoy

25 Mayıs 2024 Cumartesi

Cinsiyet Belası // Judith Butler

Cinsiyetler arası eşitsizlik kişinin niteliği olarak durağanlaştırıldığında toplumsal cinsiyet biçimini alır; kişiler arasında bir ilişki olarak hareket ederken ise cinsellik biçimini alır. Toplumsal cinsiyet, erkekler ile kadınlar arasındaki eşitsizliğin cinselleştirilmesinin katılaşmış halidir.

Top­lumsal cinsiyet ifadelerinin ardında bir toplumsal cinsiyet kimliği yatmaz; o kimlik, tam da kendisinin birer sonucu olduğu söylenen "dışavurumlar", "ifadeler" tarafından performatif olarak kurulur.
Toplumsal cinsiyeti üretip pekiştiren şey heteroseksüel normatiflik değil, heteroseksüel ilişkilerin ardında yattığı iddia edilen toplumsal cinsiyet hiyerarşisidir.

Beauvoir'ın ileri sürdüğü, "kişi kadın doğmaz, kadın olur" iddiasında bir doğruluk payı varsa eğer, kadının kendisi oluşum sürecinde olan bir terimdir, başladığı veya bittiği söylenemeyecek bir oluş, bir inşa ediştir. Süregiden bir söylemsel pratik olarak müdaheleye ve yeniden anlamlandırılmaya açıktır.

Judith Butler, Cinsiyet Belası

Fark ve Tekrar // Gilles Deleuze

Dünya bir yumurtadır, ancak yumurtanın kendisi de bir tiyatrodur; rollerin oyunculara, mekanların rollere, İdeaların mekanlara baskın geldiği bir mizansen tiyatrosudur.

Maskeler başka maskelerden başka hiçbir şeyi örtmez.
Gilles Deleuze, Fark ve Tekrar

Tao Sessizdir // Raymond M. Smullyan

Raymond M. Smullyan, Tao Sessizdir


"Dağlardaki çiçekler tomurcuk açtığında,
Tüm anlamları kokularıyla birlikte gelir."

Zen bize yalnızca yaptığımız şeyden zevk almayı öğretmez, aynı zamanda olmadığımız bir şey olmaya çalışmak yerine kendimizi olduğumuz gibi kabullenmeyi öğretir.

Dünya üzerindeki yaşamın tam olduğu çağlarda, ne kimse değerli insanlara özel bir dikkat gösterirdi, ne de yeteneği olan insanları seçerdi. Yöneticiler, basit bir şekilde ağacın en yüksek dallarıydılar ve insanlar ormanlarda gezinen geyikler gibiydi. "Belli bir görev"i yerine getirdiklerini düşünmeden dürüst ve erdemliydiler. Birbirlerini seviyorlardı ve bunun "insan sevgisi" olduğunu bile bilmiyorlardı. Kimseyi aldatmıyorlardı, ama "güvenilir insan" olduklarının bile farkında değillerdi. Güvenilirlerdi, ama bunun "samimiyet ve iyi niyet" olduğunu bilmiyorlardı. Vererek ve alarak özgürce yaşıyorlar ve cömert olduklarını bile bilmiyorlardı. Bu nedenle yaptıkları bizlere aktarılmadı. Hiç bir tarih yaratmadılar.

İyilik ve görev hakkındaki tüm bu konuşmalar, durmadan insanın cesaretini kırar ve duyanı rahatsız eder. Yerin ve Göğün sonsuz döngülerini nasıl sürdürdüklerini, ayın ve güneşin parlaklıkları nasıl koruduklarını, gökyüzündeki yıldızları, kuşları ve diğer hayvan sürülerini, ağaçları ve bitkileri incelesen daha iyi olurdu. Ayrıca adımlarını içindeki Güce göre yönlendirmeyi, Doğa'nın Yolu'nu izlemeyi de öğrenmelisin; o zaman kısa süre sonra artık iyilik ve görev vaazları vererek ortada dolanmana gerek kalmaz. Kuğu'nun beyaz olmak için her gün banyo yapması gerekmez.

Evrenin mutlak doğasının benim zihnim ile olan ilişkisi, yolun ortasındaki bir çakıl taşından ne daha fazla ne de daha azdır.

İnsan bir şeye tapınırken, tapındığı şeyi kendinin bir parçası yapmak yerine kendinden uzaklaştırmak eğilimindedir.

Bana göre hiçbir şey, bir insana durmadan, yaptığı şeyin "amacının" ne olduğunu sorup durarak onu sinirlendirmekten daha saldırganca ve daha düşmanca değildir. Yaşamın en güzel ve en önemli eylemlerinden bazıları hiçbir amaç olmadan yapılır.

Taocunun, Tao'nun içinde olmasının hiçbir amacı yoktur. Yalnızca orada olmaktan zevk aldığı için Tao'nun içindedir.

Tao'nun bir amacı var mıdır? Bir zamanlar materyalist, ateist ve biyolog bir hanıma evrenin bir amacı olduğuna inanıp inanmadığını sordum. Bana şöyle bir yanıt verdi: "Hayır, bence evrenin bir amacı değil bir yönü var." Bu oldukça ilginç ve bir yandan da oldukça Taocu bir yanıttı.

24 Mayıs 2024 Cuma

Serotonin // M. Houellebecq

'her şey ta en başından beri beri belliydi, fazlasıyla belliydi ama biz bunun farkına varamadık. kendimizi bireysel özgürlük, açık hayat, sonsuz ihtimaller yanılsamalarına mı kaptırdık? belki; bu fikirler zamanımızın ruhunda vardı; bunlara biz şekil vermedik, bunların tadına da varmadık; sadece bunlara uymakla, bunların bizi yok etmesine izin vermekle ve sonra çok uzun süreliğine bunlardan dolayı acı çekmekle yetindik.'

'M. Houellebecq - Serotonin'

22 Mayıs 2024 Çarşamba

Kırmızı Sayılar // ke

kırmızı sayılar

kırmızı sayılar
sıfırdan büyüktür
birden büyüktür
sarı sayılardan büyüktür
mavi sayıların birbuçuk katıdır
yeşil sayılarla kardeştir
kahverengi sayıların sırdaşıdır
pembe sayılar, mor sayılar doğurur
beyaz sayılarla
siyah sayıların köküdür
ke

Kadınlar Rüyalar Ejderhalar // Ursula K. Le Guin

Okumak edilgen bir tepki değildir, zihni, duyguları ve iradeyi işin içine karıştıran bir eylemdir.

Ve eğer cevaplarımız ulaşılması imkânsız şeylerse daha da iyi! Cevabı belli sorularla uğraşmak, beyinleri inek işkembesi gibi kurulmuşa benzeyen insanlara özgüdür — ve biliriz ki işkembe ancak geviş getirmeye yarar.

Aslında büyürken tek işimiz de budur; kendimiz olmak.

En yalnız deneyim olan acı, sempati ve sevgiyi doğurur; benlik ve öteki arasındaki köprüyü, birleşmenin araçlarını. Sanat da böyledir. Kendi içine en derinlemesine dalan sanatçı -ve çok acılı bir yolculuktur bu- bize en yakından dokunan, en açık seçik sesini duyuran sanatçıdır.

İki yaşlarındayken bir dili öğrenmiş olup o gün bu gündür bu dili konuşan insanlar, belli bir haklılık payıyla, anadillerini bildikleri inancını taşırlar, ancak bildikleri konuşma dilidir, az okurlar, çöp okurlar ve fazla yazmazlarsa, yazıları yaklaşık olarak konuşmaları iki yaşındayken neyse o olacaktır. Epey bir pratik gerekecektir.

İyi yapılmış planlar her şeyi birden içerme eğilimindedir; keşifler ise adım adım yapılır. Planlama zamanı inkar eder. Keşif zamansal bir süreçtir. Yıllar ve yıllar alabilir.

Hayvan akıl yürütmez, ama görür. Ve tereddütsüz davranır, “adaletle”, uygun bir şekilde. Tüm hayvanlar işte bu yüzden güzeldir. Yolu, eve giden yolu hayvanlar bilir. Rehber içimizdeki hayvan, ilkel, kara kardeş, gölge ruhtur.

Bence sanat, en iyi ve en kötüsüyle her çağ için merkezi önemdedir, çünkü yalan söylemez. Sunduğu umut sahte bir umut değildir.
Kötülük, eğer insan gibi yaşamak istiyorsak, bütün yaşamımız boyunca karşılacağımız, yeniden ve yeniden hesaplaşacağımız, ve kabul edeceğimiz, ve birlikte yaşayacağımız acılar, azaplar, yazıklar, kayıplar ve adaletsizliklerdir.
Gerçek yasalar -bilimsel olduğu kadar etik ve estetik yasalar da- herhangi bir otorite tarafından yukarıdan aşağıya dayatılmaz, nesnelerin kendisinde vardır ve bulunmaları, keşfedilmeleri gerekir.
Niye sözlü metnin yerine yazılıyı koyduk? İkisi birden dünyamıza sığamaz mıydı? Üstelik sözlü metin yer bile tutmaz, kendi kendini yeniden değerlendirir ve kâğıt hamuru gerektirmez. Sözcük müzik gibi davrandığında ve yaratıcı salt "yazar" değil de dil enstrümanının çalgıcısı olduğunda ortaya çıkan ilginç şeyleri niye terk ettik, aşağıladık?
Der ki, eğer Şiir Hanesine girmek istiyorsanız, oraya etiniz kemiğinizle, katı, mükemmel olmayan, hantal, nasırlı, nezle olan, hırsları ve tutkuları olan gövdenizle, gölgesi olan bir gövdeyle girmek zorundasınız. Der ki, eğer sanatçı kötülüğü görmezden gelirse, hiçbir zaman Işık Hanesine giremez.

Ursula K. Le Guin, Kadınlar Rüyalar Ejderhalar 

21 Mayıs 2024 Salı

Sohrap Sepehri

Yer üstünde neler gördüm:

Bir çocuk gördüm ay kokluyordu.
Kapısız bir kafes gördüm,
İçinde, aydınlık kanat çırpıyordu.
Bir merdiven gördüm,
Üzerinde aşk melekler âlemine çıkıyordu.
Bir kadın gördüm, havanda ışık dövüyordu.
Öğle, onların sofrasında ekmekti,
Sebzeydi, şebnem tepsisiydi,
Sıcak sevda kâsesiydi.
Bir dilenci gördüm, çayırkuşundan bir şarkı için,
Kapı kapı dolaşıp, dileniyordu.
Bir çöpçü, kavun kabuğuna secde ediyordu.
Bir kuzu gördüm, uçurtmayı yiyordu.
Bir eşek gördüm yoncayı anlıyordu.
“Nasihat” otlağında bir inek gördüm, doymuştu.
Bir şair gördüm, konuşurken bir zambağa “siz” diyordu.
SOHRAB SEPEHRİ

Matrix // Enigmacrash

matrix

bazılarınız ölüsünüz; sistem askeri
kör sistem yaratıcıları; KOPYALAR, KOPYALAR, KOPYALAR
kendi tarzı olmayan
bişey yaratmaya yeteneği olmayan…
bizim için, bazılarınız ölüsünüz; tüm sistemin ölü olduğu gibi
sadece yazılımsınız; holografik gerçeklik
bütün günlerde kendi programlarını yapan
aynı programlar; YAŞAMDAN SONRA YAŞAMLAR (enkarnasyon)
kendini savunma, üretim, sistemi koruyuş………………
lütfen kontrol edin eğer gerçekseniz
sadece kendinizin olan bişey söyleyin
kendi gizli kelimenizi yaratın lütfen
kendi hareketinizi yapın
kendi şiir yada başka şeyinizi yazın.
GERÇEK OLANLAR YARATIR; ÖLÜ OLANLAR KOPYALARLAR………………………….
ölü olanlar gerçek olanların taze ürünlerini yerler
ölü olanlar sistemin çiftlik tavuklarıdır…
biz buradayız hepiniz için
eğer daha fazla oynamak istiyorsanız;
size daha fazla çekicilik vereceğiz
sistem hizmetinin en yüksek düzeyinde
tavuk yerine inek haline gelebilirsiniz
evet siz başka bitkilerden yeni efendilere hizmet etmek istiyorsunuz
o iyi o iyi…
arzunuz; hapishaneniz………………..
iyi düşler dileriz………………….
kaynak:enigmacrash

Rudolf Carnap

İddialarda bulunurken dikkatli ve onları incelerken eleştirel olalım, ancak dilsel biçimlere izin vermede hoşgörülü olalım.

Benlik, deneyimlerin veya otopsikolojik durumların sınıfıdır toplanması değildir.
Benlik, temel deneyimin ifadesine ait değildir, yalnızca çok yüksek bir düzeyde inşa edilmiştir.

Rudolf Carnap

Gelincik Günlüğü // Mehmet Girgin

83.

Havaya rastgele ateş açar gibi yaşadı hayatını.

Gelincik Günlüğü // Mehmet Girgin

Bruce Lee




Gerçek bir bilge, içinden öyle bir tavır benimser ki, dışarıdaki olayların üzerindeki etkisi kesin olarak en aza iner.


Fernando Pessoa

Asıl mesele ne olduğu değil, buna nasıl tepki gösterdiğindir. Bir sorunla nasıl başa çıkacağını zihinsel tavrın belirler; bunu bir basamak olarak mı yoksa engel olarak mı göreceksin?

Bruce Lee

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Bakma Sen // Hayrettin Geçkin

 

Bakma sen
bir gün başka döner dünya
aşk kazanır
insan kazanır
yer çok
kuşlara da
böceklere de
onarır yarasını kıyılar
şarkılar yedi dağın çiçeğine bürünür
diz boyu masallar üstünde
top koşturur çocuklar
bakma sen
betonları basar çiçek
hayat kazanır
Hayrettin Geçkin

Hakikat // Robert Musil

" (…) Hakikat, insanın cebine sokabileceği bir kristal değil, fakat içine düştüğü sonsuz bir sıvıdır.”

-Robert Musil-

Kişi ve Kutsal // Simone Weil

İnsanın ihtiyaçlarının giderildiğini kabul etmeye izin veren ölçüt, bazı yerlerde kardeşliğin, neşenin, güzelliğin ve mutluluğun serpilmesidir. Kendi içine kapanmanın, kederin ve çirkinliğin olduğu her yerde sağaltılması gereken yoksunluklar vardır.

Simone Weil, Kişi ve Kutsal

Erich Fromm




İnsan ne iyidir, ne de kötüdür. İnsanın tek gücünün iyilik olduğuna inanırsak gerçeklere pembe bir gözlük arkasından bakarak onları çarpıtır ya da acı bir umutsuzluğa kapılırız. Öbür aşırı uca inanırsak o zaman da siniklikten kurtulamaz, kendimizde ve başkalarında bulunabilecek iyiliklere gözlerimizi kapamış oluruz. Gerçekçi bir görüş edinmek demek bunların ikisini de gerçekleşebilecek olasılıklar olarak görmek, her ikisinin de gelişmesine uygun koşulları inceleyip öğrenmek demektir.

İnsan şu korkutucu çatışmayla karşı karşıyadır: Doğanın tutsağıdır, ama gene de düşüncelerinde özgürdür; doğanın bir parçasıdır ama gene de doğanın dışına taşmıştır; ne tam doğanın içinde ne de tam dışındadır. Kendinin farkında oluşu insanı dünyadan kopuk, yalnız, ürkek bir yabancıya dönüştürmüştür.
Yaşam sevgisinin gelişebilmesi için bir şey yapma özgürlüğü gereklidir: Yaratma ve kurma özgürlüğü, şaşabilme ve göze alabilme özgürlüğü. Böyle bir özgürlüğü tatmak için etkin ve sorumlu bir birey olmak gerekir; tutsak ya da çarkın iyi yağlanmış bir dişlisi olan birey değil.
Erich Fromm

İbn Arabi

Kalbe ilk önce düşünce girer.

ibn arabi

14 Mayıs 2024 Salı

Emily Dickinson

Bir daha asla gelmeyecek olmasıdır,

Hayatı bu kadar tatlı kılan.
Emily Dickinson

de ki işte / Yaşam (ki) // Oruç Aruoba

73.
Yaşamının hiçbir belirli yerinde bulamadığın amacı, boydanboya kendisinde yatar.
Yaşamının amacını arayıp arayıp bulamayacaksın; ki, bu olacak işte yolu gösteren - amaç da, bu...

Oruç Aruoba // de ki işte / Yaşam (ki) 

13 Mayıs 2024 Pazartesi

Jaques Derrida

Gerçeklik, yanılsama olduğu unutulan yanılsamadır.

Ve felsefe herhalde, deliliğe en yakın noktada, delirme kaygısı için bir tesellidir.
Jaques Derrida

12 Mayıs 2024 Pazar

Melih Cevdet Anday

 

Hayvanlar konuşmadıkları için
kimbilir ne güzel düşünürler
tıpkı ellerimiz gibi
Ah, okumaya başlamadan önce
çiçeklere su vermek lazımdır

Melih Cevdet Anday

Başka Türlü // ke

 

başka türlü

severken
yanyanayken
yanayanayken
güzeldir herşey
kanatlanmıştır kalbin
dünya umrunda olmaz
sen gitmişken
ve ben beklerken
başka türlü yaşadım
şiirler yazdım
hayaller kurdum
ama benim hayalim değilsin
seni sen olarak kurdum
özerk, seviyorum gerçekliğini
kendini yutan bir yılan olmak istemem
ya da kırmızı atlara bindim
öyle hayaller
uygarlara kızdım
ilkellerle şakalaştım
başkalarına buz oldum
dünyayı düşündüm
köprüler kurdum
madenler havaya uçurdum
hazır sen yokken
birkaç kez de son verdim hayatıma
ve sen varsın diye
döndüm yeniden hayata

ke
Tüm ifadeler:

Cenup // Carlos Fonseca

Carlos Fonseca, Cenup

Tabiat tıpkı bir annenin çocuklarını sarmaladığı gibi sarmalardı bizi. O sessizliğin içinde kuşlar öter, hayvanlar homurdanırdı. Sonra şehir ve insanı boğan koşuşturma geldi; lekeli vicdanlarının huzursuzluğunu seslerle bastırmak istiyorlardı sanki.
Öyleyse işin sırrı konuşmaya ara vermeden nehrin bir kıyısından diğerine geçmeyi öğrenmekte.
Dil ancak insan o sınırı aşmaya cesaret ederse işe yarardı. Edebiyat, tam da dil sulara gömüldüğünde yüzeye çıkan şeydi.
Bir kültürden diğerine geçişte mutlaka geride bir şeyler kalır, hatırlayacak kimse olmasa bile.

Şehir ve Şehir // China Mieville

Sistem işliyor, çünkü herkes görmemeyi başarıyor. Bu çok önemli. Ama istemeden de olsa ihlâl yaparsan, geri dönüşü yoktur... Bir daha asla görmemeyi başaramazsın.

China Mieville, Şehir ve Şehir

Rusya’da Bir Başkaldırı // Zahar Prilepin

Gerçeği arayan biriyle bunları tartışmak mümkündür, kendi düşüncesine inanmak isteyen biriyle tartışmak ise faydasız.

Aslında biz bir tesadüfün eseriyiz.
İçinde hiçbir şey yoktu, yoğrulabilen bir boşluktu sadece.
Kendi yansımasını görmeye yarayan bir ayna yoktu. Sanki bu aynaya çizmeyle basıp onu paramparça etmişlerdi. Ve küçük parçalarda kendini bulmaya çalışırken, onlarda sadece yüzeyin tamamını oluşturmayan anlamsız yansımalar görebiliyordu.
Aklında, nedense birbirinden ayrılmayan iki duygu birden belirmişti: Biri çok geçmeden her şeyin sona ereceğini fısıldarken, diğeri her şeyin böyle sürüp gideceğini söylüyordu.
Zahar Prilepin, Rusya’da Bir Başkaldırı

Sihir Diyarında // Henri Michaux




Manzaralara bakan insanların çoğunda bir kapsül oluşur derler. Bu kapsül sanıldığı kadar küçük değildir.
Bu kapsül manzara ile seyirci arasındaki medyumdur.
Henri Michaux, Sihir Diyarında

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Hayatta Kalma Güncesi // Doris Lessing

Oysa “kişisel” olana girmek, bir hapishaneye girmekti; hiçbir şeyin olamayacağı ama insanın bir sürü şey oluyormuş sanrıları gördüğü, havası kıt ve sınırlı, yetmezmiş gibi zamanın katı, değiştirilemez bir yasa olduğu ve uzun, ah Tanrım, upuzun, sürdükçe süren, sürüp giden, zorla dayatılmış dakikaların, yavaş, yıpratıcı dakikaların birbirine eklemlendiği bir hapishane.

Doris Lessing, Hayatta Kalma Güncesi

Kargalar Büyücüsü // Ngugi Wa Thiongo

Ngugi Wa Thiongo, Kargalar Büyücüsü

Belki de bilgi zaten bildiğimiz şeylere farklı gözle bakma ve farklı sorular sorma sanatıydı yalnızca.
İyi olan dengeyle gelir.
Dünya tersine dönmüş ve ona çekidüzen verecek olanlar da ilahide dendiği gibi yeryüzü sakinleridir.
İnsan illa ki şu yada bu tarafta olmak zorunda mı? Ben yüce ve bölünmez bir insanlığa inanıyorum. Kalplerimizin derinliklerine inmemiz gerek, işte o zaman içimizdeki insanlık tüm görkemiyle gözlerimizin önüne serilecektir. İşte o zaman, açgözlülük ve başkalarını hor görme dürtüsü sona erecektir.
İnsan, bir sözcük ya da bir eylemin gücüne inanmadığı sürece o sözcük ya da eylemden şifa bulamaz.
Yaşam, bitkilerin, hayvanların ve insanların yararlandığı müşterek bir ırmaktır.

8 Mayıs 2024 Çarşamba

Çocuklar


 

Çürümenin Kitabı // E. M. Cioran

Zaman’ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin.

Kaos mu? Öğrenilen her şeyi reddetmektir, insanın kendi olmasıdır…
Çürümenin Kitabı // E. M. Cioran

-- -- -- -- -- -- -- --

İnsana kendisi olmaktan kaçınabileceği bir düzen de önerilebilir. Çağımızın kendilik girişimcisi olan pek çok bireyin bu girişimi başarısızlıkla da sonuçlanabilir. Kendi nedir, bu, insanın kendisinin yanıtlayamayacağı bir sorudur sanırım. Şu ya da bu durumdan, şu ya da bu zamandan, şu ya da bu kültürden bağımsız bir kendi olabilir mi? Nilgün Marmara ne demişti: Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...

Yapay Zeka // ke

yapay zeka

benden daha hızlı düşüneceğini söylüyorlar
daha iyi düşüneceğini
buna lafım yok diyelim
ama beni bana bırak
kararlarıma karışma, tercihlerime
hatalarıma ve kusurlarıma
düşlerime
karışma imanıma
bak yapay zeka
sakın üstünlük taslama bana
ben de bir sinekten üstün değilim
sadece farklıyım
bir sinek ne hisseder
bunu ancak Tanrı hisseder
ke

7 Mayıs 2024 Salı

İnsan Ruhuna Yöneliş // Carl Gustav Jung

Kendime hayretle, hayal kırıklığıyla, hoşnutlukla bakıyorum. Kederliyim, bunalımdayım, coşkuluyum. Ben bunların hepsiyim aynı anda, ama toplayıp da sonucunu bulamam.

İnsan Ruhuna Yöneliş
Carl Gustav Jung

6 Mayıs 2024 Pazartesi

Nokta // ke

sonsuzluğun neresine nokta konur onu arıyoruz...

ke 

Yarım // ke

Sensiz yarımım denir, ben de demişimdir, şimdi şöyle düşünüyorum, yarım boşluğum, senle beraber olsam herhalde tam boşluk olurdum, bir açıdan kulağa da fena gelmiyor.

Köyde görmüştüm, bir ısırgan otuna sarılmıştı sarmaşık, bir ruh eşim varsa böyle olmalı diye düşünmüştüm.
Cennet iyi bir yer, biliyoruz, cehennem de kötü bir yer, onu da biliyoruz, araf için de şu denebilir sanırım: hiçbir değer yargısının olmadığı yer.

Bir Kez Daha // Aslı Erdoğan

Yaydan çıkmış bir ok gibi dalınmıyor gerçeğe, kollara ayrışmayı, parçalanmayı, dağılmayı, her çatlaktan sızmayı göze almak gerek.

Aslı Erdoğan, Bir Kez Daha 

Yan Değiniler // Ludwig Wittgenstein

Duyguların seninle çekişmesine izin verme. Bırak, yüreğine girsin. Delilikten korkman da gerekmez. Belki sana düşman olarak değil, dost olarak gelir; bunda kötü olan tek şey, senin direnmen. Duyguların yüreğine girmesine izin ver. Kapıyı üstüne kilitleme.

Kendi üslubunun yanlışlıklarını kabullenmelisin. Sanki yüzünün çirkinlikleriymiş gibi.
Ludwig Wittgenstein, Yan Değiniler

Kukla // ke

İplerini rüzgara bırakmış bir kukla gibi dansetmek istiyorum. İnsanı kendisi yapan büyü bozulamaz, kendini rüzgara bıraksan bile.
...
Deli olmayıp da yönünü yitirmiş olanın tek dileği vardır, cansıkıntısına yem olmamak. Görünmeyen güçlere teslim olmuş bir kaçığın ayrıcalığı burada başlar.

ke 

Hikaye Avcısı // Eduardo Galeano




İlk Flüt

Bir keresinde, Amazonlar labirentinin bir köşesinde bir avcı kayboldu. Uzun süre dolaştıktan sonra kendini bir sedir ağacının dibine bıraktı ve uyuyakaldı. Onu uyandıran güneş ve daha önce hiç duyulmamış bir müzik oldu. İşte o zaman kayıp avcı, kırmızı başlı, uzun kuyruklu ve güçlü gagalı bir ağaçkakanın bir dalı gagaladığını fark etti. Müzik, kuşun açtığı küçük deliklerden giren rüzgârdan doğuyordu. Avcı öğrendi. Rüzgârı ve kuşu taklit ederek ilk Amerikan flütünü yarattı.
Hikaye Avcısı
Eduardo Galeano

Bu Ülke // Cemil Meriç

Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçl...