Okumak edilgen bir tepki değildir, zihni, duyguları ve iradeyi işin içine karıştıran bir eylemdir.
Ve eğer cevaplarımız ulaşılması imkânsız şeylerse daha da iyi! Cevabı belli sorularla uğraşmak, beyinleri inek işkembesi gibi kurulmuşa benzeyen insanlara özgüdür — ve biliriz ki işkembe ancak geviş getirmeye yarar.
Aslında büyürken tek işimiz de budur; kendimiz olmak.
Aslında büyürken tek işimiz de budur; kendimiz olmak.
En yalnız deneyim olan acı, sempati ve sevgiyi doğurur; benlik ve öteki arasındaki köprüyü, birleşmenin araçlarını. Sanat da böyledir. Kendi içine en derinlemesine dalan sanatçı -ve çok acılı bir yolculuktur bu- bize en yakından dokunan, en açık seçik sesini duyuran sanatçıdır.
İki yaşlarındayken bir dili öğrenmiş olup o gün bu gündür bu dili konuşan insanlar, belli bir haklılık payıyla, anadillerini bildikleri inancını taşırlar, ancak bildikleri konuşma dilidir, az okurlar, çöp okurlar ve fazla yazmazlarsa, yazıları yaklaşık olarak konuşmaları iki yaşındayken neyse o olacaktır. Epey bir pratik gerekecektir.
İyi yapılmış planlar her şeyi birden içerme eğilimindedir; keşifler ise adım adım yapılır. Planlama zamanı inkar eder. Keşif zamansal bir süreçtir. Yıllar ve yıllar alabilir.
Hayvan akıl yürütmez, ama görür. Ve tereddütsüz davranır, “adaletle”, uygun bir şekilde. Tüm hayvanlar işte bu yüzden güzeldir. Yolu, eve giden yolu hayvanlar bilir. Rehber içimizdeki hayvan, ilkel, kara kardeş, gölge ruhtur.
İki yaşlarındayken bir dili öğrenmiş olup o gün bu gündür bu dili konuşan insanlar, belli bir haklılık payıyla, anadillerini bildikleri inancını taşırlar, ancak bildikleri konuşma dilidir, az okurlar, çöp okurlar ve fazla yazmazlarsa, yazıları yaklaşık olarak konuşmaları iki yaşındayken neyse o olacaktır. Epey bir pratik gerekecektir.
İyi yapılmış planlar her şeyi birden içerme eğilimindedir; keşifler ise adım adım yapılır. Planlama zamanı inkar eder. Keşif zamansal bir süreçtir. Yıllar ve yıllar alabilir.
Hayvan akıl yürütmez, ama görür. Ve tereddütsüz davranır, “adaletle”, uygun bir şekilde. Tüm hayvanlar işte bu yüzden güzeldir. Yolu, eve giden yolu hayvanlar bilir. Rehber içimizdeki hayvan, ilkel, kara kardeş, gölge ruhtur.
Bence sanat, en iyi ve en kötüsüyle her çağ için merkezi önemdedir, çünkü yalan söylemez. Sunduğu umut sahte bir umut değildir.
Kötülük, eğer insan gibi yaşamak istiyorsak, bütün yaşamımız boyunca karşılacağımız, yeniden ve yeniden hesaplaşacağımız, ve kabul edeceğimiz, ve birlikte yaşayacağımız acılar, azaplar, yazıklar, kayıplar ve adaletsizliklerdir.
Gerçek yasalar -bilimsel olduğu kadar etik ve estetik yasalar da- herhangi bir otorite tarafından yukarıdan aşağıya dayatılmaz, nesnelerin kendisinde vardır ve bulunmaları, keşfedilmeleri gerekir.
Niye sözlü metnin yerine yazılıyı koyduk? İkisi birden dünyamıza sığamaz mıydı? Üstelik sözlü metin yer bile tutmaz, kendi kendini yeniden değerlendirir ve kâğıt hamuru gerektirmez. Sözcük müzik gibi davrandığında ve yaratıcı salt "yazar" değil de dil enstrümanının çalgıcısı olduğunda ortaya çıkan ilginç şeyleri niye terk ettik, aşağıladık?
Der ki, eğer Şiir Hanesine girmek istiyorsanız, oraya etiniz kemiğinizle, katı, mükemmel olmayan, hantal, nasırlı, nezle olan, hırsları ve tutkuları olan gövdenizle, gölgesi olan bir gövdeyle girmek zorundasınız. Der ki, eğer sanatçı kötülüğü görmezden gelirse, hiçbir zaman Işık Hanesine giremez.
Ursula K. Le Guin, Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder