Varoluşçu yaklaşımla bilinen hiçbir şey tümüyle ifade edilemez. Bildiğimi ifade ettiğim an o, sözcükler halinde size ulaşır ama anlam geride kalır. Size ulaşan ölü bir sözcüktür. Bir bakıma anlamsızdır çünkü asıl anlam deneyimin kendisindedir.
Bilgi sizin geçmişinizdir. O öğrenmiş olduğunuzdur; hafızanızdır, birikiminizdir, malınızdır. Birikim ise bir engeldir, sizinle yeni olanın, bilinmeyenin arasına girer.
Bilinmeyene açık olabilmek için alçakgönüllü olmalısınız. İnsan cehaletinin sürekli farkında olmalıdır. Her zaman bilinmeyen bir şeyler olduğunu bilmelidir. Anılara, bilgilere, kitaplara, teorilere, doktrinlere ve dogmalara dayanan bir zihin egoist olur, alçakgönüllü olamaz. Size alçakgönüllülüğü bilgi değil ancak sonsuz bilinmeyenler getirebilir.
Demek ki hafıza bir kenara bırakılmalı. Anılarınız olmamalı demiyorum ama bir deneyimin yaşandığı anda hafıza orada olmamalı. O an açık, savunmasız bir zihne gereksinim var. Bu bomboş olma, boşluk anı meditasyon, dhyana'dır.
Sessizliği Dinlemek
Osho
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder