29 Aralık 2023 Cuma

Kriz Var! // ke





Kriz Var!

(çıkışı olmayan bir labirentte
aklımı kemirenler
ve unutmak ve uyumak istiyorum,
kesin bir öğreti,
elmasın gürleyen sessizliği,
zenle,
yaşamın uykusuna dalmak)
İnsanlığın erken dönemlerinde yaygın olduğu düşünülen bir anaerkillik savı vardı, John Zerzan araştırmalar sonucunda erken dönemlerde cinsiyetler arasında eşitliğin yaygın olduğunu destekleyen verilere rastlandığını belirtiyor, tarıma geçişle şamanlar eliyle doğa üzerinde egemenlik kurma ile kadın üzerinde egemenlik kurmanın paralellik gösterdiğini, yine bu dönemle beraber insanlararası savaşın resmedilmeye başlandığını söylüyor. Zaten tarıma agriculture deriz, bildiğimiz anlamda uygarlığın ve onun kültürünün başlangıcı. Bir zamanlar Anadolu ormanmış, koyun, keçi yetiştirmek gibi bir uygarlık pratiği olan evcilleştirme pratikleri orman alanlarının meraya dönüşmesine sebep olmuş.
'Gelecekteki İlkel' diyor Zerzan; bu öngörü dışında seçeneksiz kalabilir insanlık ama uygarlık için daha baştan söyleyeyim şöyle düşünüyorum, Tanrı bizimle yürümeye söz verdi ve bunlardan haberi vardı, bu bir ilerleme değil elbette, çevresini ve insanı tahrip eden, kendi olanakları belirsiz olan bir gelişme.. geleceği ahlaken değerlendirebilecek etik donanıma ve güce sahip olmadığımızı düşünüyorum..
Zerzan ilkellerde gözlemlediği üzere bir değer olarak durumundan memnun olmayı, doğayı egemenlik altına almak yerine spontane yaşamayı, dilin dışında beliren ve dil hapishanesini aşan hakikat karşısında büyülenmeyi, cinsiyetler arası eşitliği almış ve ileri! uygarlıklardaki insanların yaygın olarak yaşanan ruhsal rahatsızlıklarına değinmiş.
Carl Sagan'ın bir sözü var, inanmak değil, bilmek istiyorum. Elbette gerçeğin aranışı nihai anlamda her zaman için yeni bir gizeme gebe kalacaktır ama merakın ve bilmenin (bilmeye yaklaşmanın) büyüleyici etkisini de hesaba katmak gerekir. Evet, ilkeller çıplak gözle Jüpiterin altı uydusunu bile görebiliyorlarmış ama uygarlık da Kozmosu ayaklar altına serdi. Ve insan gözlerini ve kulaklarını çok uzaklara dikebildi..
Zerzanın eleştirisinin mihenk taşı ise yabancılaşma, dil ve zaman kullanımı yabancılaşmayı belirleyen en önemli iki etmen. Bunu emeğe yabancılaşma izledi. Bununla beraber yani ilkel insanın zihinsel süreçlerinin dil öncesinde, doğrudan oluşmasına karşı uygar insan da "biz" soyutlaması yapabilen insan.
Sonuç yerine şu denebilir, uygarlık büyük bir krizde, tüm ekosistemi geri dönüşü olmayacak biçimde tahrip ederek içeçökebilir ve yabancılaşmanın yerini parçalanma aldı.
Tüm homo (insan) dalları evrim sahnesinden çekildi, son tür homo sapiens sapiens, mit ne diyordu, uyarılmamıza rağmen yasak meyveyi yedik, nietzsche de ironiyle tekrar ediyordu: nitimur in vetitum / yasak olan için çabalıyoruz.. ama öyle görünüyor ki (bir tefsire göre kuranda yasaklanan) biriktirim ekonomileri dahası kültürleri içinde yaşadığımız için büyük bir açmaza gireceğiz..
insanın sinirini bozan şey sıradan bir ortasınıf mensubunun yaşadığı aşırı lüks hayatlar ve bu türden ayrıcalıkların sorgulanması yerine hala üreme ve üretim tapıncıyla bu ayrıcalıklardan optimum nemalanmaya çalışan bizler, tüketici bireyler/toplumlar..
biz ister toplumcu olsun ister anamalcı "modern" bir oyun oynuyorduk, oyunun triği nedir, ona inanırsın, pek kabul etmek istemeseler de bu oyunun en ateşli savunucuları devrimcilerdi, bu bitti artık, emekle karakterize edilen düzen yerine makinelerle beraber ölü bir düzene geçildi.. bunun yansımalarını siyasetten bilime, kültürden sanata her yerde gözlemleyebiliyoruz.. ruhunu yitiren tüm kültür alanları piyasayla, dev şirketlerle ilişkilendirildi.. bu onbin tane az-uluslu şirket dünya ticaretinin üçte ikisini ellerinde tutuyor, üçte birini ise aralarında yapıyor..
Bedelini çalışma toplumunda tam mesaiyle ödese de bir koyup hepsini alan yeni insan verimliliğin ve serbest talanın yarattığı refah yüzünden zayıf bir insan, bu oyunbozanlığa kuzu gibi teslim oldu.. evrensel bilginin peşindeki üniversiteler yüksek öğrenime çevrilerek endüstriyel/teknolojik komplekse angaje edildi..
Mobius şeridi üzerinde hızını artırarak (yani anı-hafıza içeriğimizi boşaltarak) ve ileriye kaçarak varlığını sürdüren global sisteme alternatif, bu banttan düşenlerin ya da inenlerin ya da dışında olanların diğer canlılarla yatay olarak kurmak istedikleri bir başlangıç olabilir.
ke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanın Anlam Arayışı // Viktor E. Frankl

Bir keresinde, geleceğe inancın yitirilişiyle bu tehlikeli pes ediş arasındaki yakın ilişkiye dair dramatik bir olaya tanık oldum. Oldukça ü...