28 Aralık 2023 Perşembe

Postmodernizm ve Tüketim Kültürü // Mike Featherstone

Tüketim kültürünün yeni kahramanları bir hayat tarzını gelenek ya da alışkanlık yo­luyla üzerinde düşünmeksizin benimsemekten ziyade hayat tar­zını bir hayat projesi haline getirir ve bir hayat tarzı ortaya

ko­yacak şekilde bir araya getirdikleri ürünlerin, giysilerin, pratiklerin, tecrübelerin, görünüşlerin ve bedensel özelliklerin tikelliğinde kendi bireyselliklerini ve üslup anlayışlarını teşhir ederler.
Postmodern kültür ikincil süreçlerden (ego) ziyade birincil süreçleri (arzu), sözcüklerden ziyade imaj­ları, mesafenin korunmasının tersine gözlemcinin nesneye dal­masını ve nesneye arzu yatırımını vurgular.

Metalar geniş bir kültürel çağ­rışımlar ve yanılsamalar silsilesini üstlenebilecek şekilde öz­gürleşir. Özellikle reklamlar bu durumu sömürmeye muktedir olup sabun, bulaşık makineleri, otomobiller ve alkollü içecekler gibi sıradan tüketim mallarına romantik sevda, egzotiklik, arzu, güzellik, doyum, ortaklaşacılık, bilimsel ilerleme ve iyi hayat im­geleri iliştirmektedir.

Tüketim toplumunun sadece başat bir mad­deciliğin iplerini salıverdiği düşünülmemeli, çünkü aynı zamanda tüketim toplumu arzulara seslenen ve gerçekliği estetikleştiren ve gerçekleşmesini önleyen hayali imajlarla çıkar halkın karşısına.

Tüketim kültürü içerisinde modern bireyin sadece el­biseleriyle değil, bir beğeniye dayalı ya da beğeniden yoksun oluşu çerçevesinde yorumlanacak ve sınıflandırılacak evi, mo­bilyaları, dekorasyonu, otomobili ve diğer faaliyetleriyle de konuştuğunun bilincine varması sağlanır.

Jameson postmodernizmin iki temel gö­rünümü olarak şunları saptar: (i) Gerçekliğin imajlara dönüşümü ve (ii) zamanın bir dizi şimdi haline geldiği şizofrenik bölük pör­çüklüğü.

Ama yine de postmodernizm, sanat "hareketleri"nden itki kazanmış olmasından ve şimdilerde içinden geçmekte olduğumuz kültürel değişmelerin bir kısmına hitap edebilmesiyle geniş bir kamunun ilgisini çekmesinden ötürü, sadece akademik bir terim olarak görülemez.
"Yaşayacak tek bir hayat"ı olan bireyi bekleyen kültürel mallara, tecrübelere ve hayat tarzlarına ilişkin geniş bir yorumlar yelpazesi vardır ve bunların hepsi de benliğin ve hayat tarzının dönüştürülebilme kapasitesini işaret eder.
Moda ve diğer hayat tarzı uğraşıları, birleştirmek ve dışlamak amacıyla "köprüler ve kapılar" olarak kullanılır.
Sanatlar bağlamında postmodernizmle ilintilendirilen mer­kezi özellikler şunlardır: Sanat ve gündelik hayat arasındaki sı­nırın silinişi; yüksek ve kitle kültürü/popüler kültür arasında ki hi­yerarşik ayrımın çöküşü; eklektisizmi ve kodların harmanlan­masını destekleyen bir üslup melezliği; parodi, pastiş, ironi, oyun­culluk ve kültürün yüzeysel "derinliksizliği"nin selamlanışı; sanat üreticisinin özgünlüğünün/dehasının gözden düşüşü; ve sanatın ancak yinelenmeden ibaret olabileceği varsayımı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanın Anlam Arayışı // Viktor E. Frankl

Bir keresinde, geleceğe inancın yitirilişiyle bu tehlikeli pes ediş arasındaki yakın ilişkiye dair dramatik bir olaya tanık oldum. Oldukça ü...