beklemek değil bu bekleyiş..
ustam bekledi, ustamın ustası bekledi, onun ustası da beklemiştir belki.. hepsini hem kendilerine (dünyayı, gerçeği kavrayışlarına) hem sevdiklerine yakınlaştıran o bekleyiş olmuş..
beklerken sadece olanlar değil mümkünler sızmaya başlar tahayyülüne.. olabilecekken olmayan şeyler.. bu, kişinin feragat ilkesinin zemini de olabilir.. eskisi gibi sosyal çevrem yok, bazen taksicilerle sohbet ediyorum, sosyal ilişkiler bakımından deneyimleri zengin, bir kaçından aynı şeyi duydum, insanlar hiç ölmeyeceklermiş gibi yaşıyorlar.. bana göre pek çoğu ölmüş de haberi yok.. sahte kelimesi kullanılabilir, kopya kelimesi kullanılabilir, orjinallik beklemiyoruz ama özgün bir biçimde, kendine özgü bir biçimde yaşayamamışsan yaşamadığın hayatı ölürsün.. bunu da unutmak için yapabileceğin şey koş emrine itaat ederek hafızanı yitirmek ve kendini bu derin acıdan korumak, bir ceset torbasının fermuarının çekildiği trajik bir sondan değil ama..
(bu bir genelleme, kopyalama (taklit ve öykünme) insan davranışını belirleyen, yönlendiren dinamiklerden biridir..)
ke

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder