27 Eylül 2024 Cuma

Dedem // ke

Artık ellerin değil makinelerin topladığı çayı içiyoruz, onu da sallama içiyoruz zaten. Dedem 18 yaşıma geldiğimde beni çilingir sofrasına oturttu, o bir duble içerdi, ben de iki tek. Bunu yaparak artık sözü dinlenebilecek reşit bir birey olarak kabul etti beni. 20 yıldan fazla amatör balıkçılık yaptı. Olta balıkçılığı. Dedesiyle balığa çıkabilen şanslı çocuklardan biriyim. Çapariyle sepet sepet kolyoz tutardık.

O sofraların da tadına doyum olmazdı, sağlıklı olsun diye rahmetli babaannem sofraya bir zeytinyağlı yemek koyardı. Tuhaf bir çaydanlıkları vardı, demlik çaydanlığın içinde. Rakıdan sonra bir çay içerdik, bal gibi bir çaydı. Çınar olarak bilinirdi, çok kişiye hayrı dokunmuştur, en başta 5 çocuğuna da bir ev aldı. Balıkçılar ona Ali Baba derlerdi, on seneyi geçti vefat edeli, ruhu şad olsun, oturduğu apartmanın altında bir lokanta açmışlar, adı: Ali Baba. Bak sen şu Allah'ın işine.
Cenazesine gittiğimde kıyıda bir kayığı ters çevirmişlerdi. Bundan bir gün önce Ankara'da yolda yürürken yerdeki kartvizit ilgimi çekti, ne işletmesi olduğunu anımsamıyorum ama adı Çınardı, kartviziti arka cebime koydum ve telefonum çaldı, başımız sağolsun, bir Çınarı kaybettik diye.
ke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanın Anlam Arayışı // Viktor E. Frankl

Bir keresinde, geleceğe inancın yitirilişiyle bu tehlikeli pes ediş arasındaki yakın ilişkiye dair dramatik bir olaya tanık oldum. Oldukça ü...